| Tüm hayatı boyunca zihninde duyduğu o ses, Tanrı idi. | Open Subtitles | ذلك الصوت الذي سمعه طوال حياته، في عقله، كان الرب. |
| İnsanların duyduğu patlama aslında iyi sabitlenmemiş bir mavnanın kanal duvarına çarpma sesiydi. | Open Subtitles | الانفجار الذي سمعه الناس كان في الحقيقة زورق بخاري لم يتم ربطهُ جيداً |
| Wycombe duydu. Biz rapor ettik. | Open Subtitles | سمعه وايكوم طائراتنا الإستطلاعية تبلغ عنه |
| - Ne? Görevli, kendisini ateşe vermeden önce İtalyanca konuşutğunu duymuş. | Open Subtitles | الشاهد قال انه سمعه يتحدث بالإيطالية قبل ان يحرق نفسه |
| Günah çıkarırken duyduğunu söyleyemez. | Open Subtitles | لا يمكنه أن يقول لهم ما سمعه فى الاعتراف |
| Başka silah sesi duymak için kulak kabarttı. Ama silah sesi kesilmişti. | Open Subtitles | أرهف سمعه لمزيد من الطلقات لوقت طويل لكنها لم تتكرر. |
| Sonra, uzun süredir duyduğu en güzel haberi aldı. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك جاء افضل خبر سمعه منذ وقت طويل |
| Bittiğinde Sweeney ve benden duyduğu her şeyi anlatmış oldu. | Open Subtitles | في النهاية , هو تراجع عن كل شيء . لقد سمعه من سويني و مني |
| Peki ama ya bahçıvanın duyduğu sesler ve o dağınıklık ne olacak? | Open Subtitles | حسناً، ولكن ماذا عن الفوضى؟ أو الضجيج الذي سمعه البستاني؟ |
| Aslımın duyduğu her şey Birleşik Güçler'e de aktarılmalı. | Open Subtitles | يجب أن أنقل كُل ما سمعه جسدي الأصلي إلى القوات المُتحالفة. |
| Ama birden yaklaşan ayak sesleri duydu. | Open Subtitles | لكن . فجأة لقد تنامى إلى سمعه أصوات و وقع خطوات قادمة |
| Duyabildiği ilk gün ilk benim sesim duydu. | Open Subtitles | كان هو اليوم الأول الذي يسمع فيه أبداً و أول شيء سمعه هو صوتي |
| Leroy'un yardım için ağlayıp 911'i aradığını duymuş. | Open Subtitles | يقول أنه سمعه يستجدي المساعدة ويتصل بالطوارئ |
| Geçen gün şu herif öyle bir boşboğazlık yaptı ki birileri onu duymuş ve geleceğimizi haber vermiş olmalı. | Open Subtitles | لقد أطلق صديقنا هذا العنان للسانه ذلك اليوم لابدّ أنّ أحداً ما سمعه و ذهب ليُنذرهم بقدومنا |
| Ama TV açık olduğundan, ne duyduğunu kim bilebilir. | Open Subtitles | لكن التلفاز كان يعمل، لذلك من يدري ما سمعه من الحديث |
| Tanıdığımız herkes senden duyduğunu söyledi. | Open Subtitles | الجميع من نعرفه يقول أنه سمعه من عندك. |
| Hazır değildin. Yani arkadaşlarımın duymak zorunda kaldığı o küçük uçuk nutkun tamamen bir saçmalık. | Open Subtitles | ذلك الحديث الغامض اللعين ما سمعه أصدقائي كان هراءً |
| Süper işitme yeteneğiyle her sesi farklı farklı mı, bir anda mı duyuyor? | Open Subtitles | مع سمعه الخارق، هل يسمع كل صوت منفرداً أم كل شيء معاً ؟ |
| Antibiyotiklere devam edin. Saat başı duymasını ve felcini kontrol edin. | Open Subtitles | أبقوه علي المضادات الحيوية تفقدوا سمعه و شلله كل ساعة |
| Günah çıkarırken duyduklarını onlara söyleyemez. | Open Subtitles | لا يمكنه أن يقول لهم ما سمعه فى كرسى الاعتراف |
| Eğer birisi duyma aleti taktığında neden "Onlar çok iyi duymalılar duyacak bir sürü önemli şeyleri vardır" demiyoruz. | Open Subtitles | إنه فقط جهاز لتصحيح النظر , إذا نظرت إلى أحد يرتدي سماعات لتقوية سمعه |
| Oğlum kendisini uyandıran bu sesi... yıllar önce küçük bir çocukken bir kez daha duymuştu. | Open Subtitles | الصوت الذي أيقظ ابني كان صوت سمعه مرة واحدة فقط من قبل منذ عدة سنوات عندما كان صغيراً |
| Yeniden işitmesini sağlamak ve ağrısını dindirmek için yarın timpanoplasti yapılacak. | Open Subtitles | ولكى يستعيد سمعه ولتخفيف ألمه لقد تم إدراجه ليتم علاج طبلة أذنه بالغد |
| Çoğunuzun duydukları doğru. | Open Subtitles | ما سمعه معظمكم حقيقة |
| - İtibarım ! Bankamın itibarı ! | Open Subtitles | سمعتى , سمعه بنكى |
| -Paul işitme yetisini bir yıl kadar önce kaybetti. Bir tümör yüzünden. | Open Subtitles | باول) فقد سمعه منذ أقل منذ سنة مضت بسبب ورم) |