| Bugün Paris'e gidiyoruz. sen, ben, ve tüm ekip. | Open Subtitles | نحن سنسافر إلى فرنسا اليوم أنت ، أنا و الفرقة كلها |
| Zamanda geri gidiyoruz,.... ... sizi ve beni eşşiz yapan gizli bileşenleri inceliyoruz. | Open Subtitles | سنسافر للخلف عبر الزمن لنكشف السر عن المكونات التي تجعلني وتجعلك فريدين من نوعنا |
| Bu belgesel serisinde bu yalnız bölgelerin her yerine gideceğiz. | Open Subtitles | في هذه السلسلة، سنسافر ،عبر شتى بقاع هذه الأراضي النائية |
| Bu belgesel serisinde bu yalnız bölgelerin her yerine gideceğiz. | Open Subtitles | في هذه السلسلة، سنسافر ،عبر شتى بقاع هذه الأراضي النائية |
| Gece yolculuk ederiz. Ne kadar uzağa gittiğimiz önemli değil. | Open Subtitles | سنسافر خلال الليل ولا أبه كم سنذهب بعيداً. |
| Biliyorsunuz bugün Pam'le Oyster Bay'e uçuyoruz. | Open Subtitles | تعرف اننى و"بام" سنسافر الى "اويستر بام" اليوم. |
| Tamam, görünüşe göre Steven ve ben bir otel işi için Phoenix'e gidebiliriz bu da demek oluyor ki, daha fazla seyahat edeceğiz. | Open Subtitles | حسنا ، انها يبدو أنه ستيفن وأنا قد نحصل على وظيفة أخرى الفندق ، في فينيكس ، وهذا ما يعني سنسافر كثيرا |
| Manny bu hafta sonu babasında biz de Jay'le Vegas'a gidiyoruz. | Open Subtitles | ماني" مع والده هذه العطلة" "لذا أنا و"جاي" سنسافر إلى "فيجاس |
| Daha gitmeden seni endişelendirmek istemedim ama anlaşılan gidiyoruz. | Open Subtitles | لم أكن أريدك أن تقلق في حال لم نسافر لكن يبدو حقا أننا سنسافر |
| - Evet, İtalya'ya gidiyoruz. Amalfi Kıyıları'nda bir villa kiraladık. | Open Subtitles | "نعم سنسافر الى "ايطاليا لقد استأجرنا منزل في ساحل أمالفي |
| Pekala şampiyon. Anastasia ve ben şimdi gidiyoruz. | Open Subtitles | طيب يابطل انا وانستزيا سنسافر الان |
| Sadece hafta sonu için gidiyoruz. | Open Subtitles | سنسافر خلال فترة عطلة الاسبوع فحسب |
| Tüm bunlar sona erdiği zaman, uzaklara, istediğin her yere gideceğiz ve bunların hepsini unutacağız | Open Subtitles | عندما ينتهي كل ذلك ، سنسافر إلى أي مكان تريده وننسى كل ما مضى |
| Biz Los Angeles'e arabayla gideceğiz Tamam mı? | Open Subtitles | سنسافر إلى لوس أنجليس بالسيارة حسناً؟ هيا |
| Bu bahar yazmak için bir yere gideceğiz. | Open Subtitles | أعدك أننا سنسافر في الربيع و ربما الي اسبانيا |
| Okyanusu aşıp Jutland'a gideceğiz. | Open Subtitles | نحن سنسافر ياحُلوتيِ نحن سنَذْهبُ عبر المحيطِ إلى جوتلاند |
| Bu da sinyalsiz yolculuk yapıcaz demek. | Open Subtitles | هذا يعنى أننا سنسافر بدون إشارة |
| Ve yarın da Burns'lerle Miami'ye uçuyoruz, uçağımız 19:30'da inecek. | Open Subtitles | ثم, سنسافر الى "ميامى" غدا مع عائلة "بايرنيس". وستصل طائرتنا الساعة 7: 30, |
| Yüklerden arınmış şekilde seyahat edeceğiz. Führer'e senin asılışını izletecek kadar şanslı bile olabiliriz. | Open Subtitles | سنسافر إليهم, ربما سنكون محظوظين خلال الغد, ربما ساراك مشنوقاً |
| Kuzeye gideriz, Kutbun en uzak köşelerine. | Open Subtitles | سنسافر شمالاُ، عروستي وأنا إلي أبعد مكان |
| Farklı havayolu şirketleriyle uçacağız. Kimlikler ve gidiş-dönüş biletleri. | Open Subtitles | سنسافر على خطوط جوية مختلفة هويات و تذاكر داخلية |
| 3 gün sonra yola çıkacağız Gülleri sular mısın ? | Open Subtitles | سنسافر بعد ثلاثة أيام هل تمانعين أن تسقي الزهرة؟ |
| Çocuk doğmadan önce baş başa seyahate çıkacaktık. Sadece o ve ben. | Open Subtitles | كنا سنسافر معاً أنا وهي فقط قبل أن يولد الطفل |
| Dünyayı birlikte gezecektik. | Open Subtitles | كنّا سنسافر العالم معًا. |
| Hafif Seyahat ederiz. | Open Subtitles | سنسافر أخفّاء |