| Kırmızı olanlar, ergenlik çağındaki kızlara veya genç bayanlara karşı cinsel şiddet kullananlar. | Open Subtitles | الاحمر التي ارتكبت تلك الافعال الجنسيه العنيفه ضد الفتيات في سن المراهقه النساء الصغيرات |
| Ödevlerimiz, futbol, genç hamilelik, öğle yemeği var. | Open Subtitles | لدينا الواجبات المنزليه وكرة القدم والحمل في سن المراهقه , الغداء |
| genç insanlar arasında normal bir davranıştır, eğer gençliğini yaşamış olsaydın sen de bilirdin. | Open Subtitles | انه سلوك انساني مشترك في سن المراهقه ، و الذي سوف تعرفينه ، لو كنت واحدا منا. |
| Klinik ortamda sürekliliğe ihtiyacı var sosyal genç ortamlarına entegre olması çok önemli geri akranlarının arasına dönebilmesi için. | Open Subtitles | هي تحتاج إلى أن تستمر في بيئتها هذه من المهم أن تندمج مع تحدياتها في سن المراهقه والعوده الى مجتمع الزملاء.. |
| İki genç kızın babası olmak kesinlikle bir macera. | Open Subtitles | اكيد مغامره ان تكون اب لفتاتين في سن المراهقه |
| Bir genç kızımız olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا اصدق اصبح لدينا ابنه في سن المراهقه |
| - Bence bir şeylerin peşindeler. - Sadece normal birer genç kız oluyorlar. | Open Subtitles | أعتقد انهم يخططون لشيء ما - انهم فقط يتصرفون كفتيات طبيعيات في سن المراهقه - |
| genç bir kız. | Open Subtitles | فتاه فى سن المراهقه |
| genç bir kızsan ve başında bir ebeveyni olmayan... bir sürü kızla aynı evde yaşıyorsan işler çığırından çıkabilir. | Open Subtitles | حسنا,عندما تكون فى سن المراهقه وتعيش فى منزل مع مجموعه من الفتيات... مع عدم وجود الأبوين الأشياء قد تكون مجنونه بعض الشئ |