| Benim için kolay değildi çünkü babam Şah yanlısıydı ve ona sadıktı | Open Subtitles | لم يكن الامر سهل بالنسبة لي لان والدي كان من انصار الشاه |
| ki bu onlar için kolay bir durum değil- Daha büyük bir üst yapıda kilitli kalmış durumdalar ki bu da eski güçtür. | TED | والتحدي لأوبر ـــ هذا ليس موقف سهل بالنسبة لهم ـــ هو أنهم قد حُبسوا داخل اوسع بنية فوقية. تلك حقًا قوة قديمة. |
| Bunu söylemek senin için kolay. TV'ye geri dönebilirsin. | Open Subtitles | هذا سهل بالنسبة لكى لتقوليه فيمكنك العودى للتلفزيون. |
| Senin için kolay. Senin umurunda değil. | Open Subtitles | أترين , الأمر سهل بالنسبة إليك فأنت لا تكترثين |
| Sizin için kolay tabii, rahat, şık bir minibüsün içinde,... .abur cuburlarınız atıştırıp rahatınıza bakıyorsunuz. | Open Subtitles | أنه سهل بالنسبة لكم يا رجال كل الأشياء الجميلة والدافئة في شاحنتكم تأكلون المعجنات وتقلمون أظافركم |
| - Onu öldürmen gerektiğini göstermez. - Benim için kolay bir işmiş gibi konuşma. | Open Subtitles | لا يعني هذا بأنكِ مضطرة لقتلها لا تتصرف وكأن هذا سهل بالنسبة لي |
| Ama Londra'ya taşınmak benim için kolay değil. | Open Subtitles | لكن الإنتقال الى لندن ليس سهل بالنسبة لي |
| Benim için kolay. Sigara dolaşım sistemimi öyle mahvetti ki artık ellerimi hissedemiyorum. | Open Subtitles | ذلك سهل بالنسبة ليّ، السجائر دمرت خلاياتي الدموية كثيراً. |
| Kurulu bir takıma, bir de bu şartlar altındayken katılmak... sizin için kolay olmayacak. | Open Subtitles | انت تعلمين,الانضمام الى فريق مؤسس من قبل يعد امر فى قمة الصعوبة الامر لن يكون سهل بالنسبة لك |
| Benim için kolay. Bezlerini ben değiştirmedim. | Open Subtitles | حسناً، الأمر سهل بالنسبة ليّ، لم أكن هناك أغير حفاضتها. |
| Bunun benim için kolay olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | توقف عن هذا هل تعتقد أن هذا سهل بالنسبة لي |
| Pardon da bütün yaz penis alçısı ile yıkanmanın benim için kolay olduğunu mu düşünüyorsun sen? | Open Subtitles | أعذريني، أتعتقدي أن هذا كان سهل بالنسبة لي لغسل نفسي طوال الصيف مع قضيب يحكني؟ |
| Bu hiçbirimiz için... kolay değil. | Open Subtitles | إنه ليس شيئاً سهل بالنسبة لنا جميعاً |
| Senin için kolay. Sen oğlanın babasısın. | Open Subtitles | هذا سهل بالنسبة لك فأنت والد الفتى |
| Tabi ya, bu senin için kolay! Sen Chimera'yı tanıtacaksın. | Open Subtitles | بالطبع، هذا سهل بالنسبة لك، فأنتِ تقدمين الـ"كايميرا" |
| Aşağılık olmak senin için kolay, değil mi? | Open Subtitles | الترجي شيء سهل بالنسبة لك ، صح؟ |
| Benim için kolay olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | -لا شيء بعد -هل تضن أن هذا سهل بالنسبة لي |
| Etkilenmedim, çünkü senin için kolay bir iş olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لست مبهوراً، فأنا كنت أعرف... أن هذا عمل سهل بالنسبة لك. |
| Senin için kolay tabii zeki çocuk. | Open Subtitles | ذلك سهل بالنسبة لك، أيها الصبيّ العبقري |
| Keşke sizin için kolay olsaydı. | Open Subtitles | أتمنى لو كان ذلك سهل بالنسبة لكِ. |