| sadece senin kafanın içinde varolduğumu düşünüyorsun. Bu görüşü anlayabilirim. | Open Subtitles | انت تعتقد اننى غير موجود سوى في عقلك انت فقط |
| Çünkü soyut şeylerin sadece kendi beynimizde oluştuğunu bir türlü kabul etmek istemeyiz. | Open Subtitles | لأنه لا يستطيع أن يتحمل فكرة أن المطلق غير موجود سوى في العقل |
| sadece okulda görüşüyoruz ve onu bu gece şaşırtmak istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أنا لا أراه سوى في المدرسة وأنا حقّاً أودُ إبهاره الليلة، اتفقنا؟ |
| Her ne kadar kıyafet almaktan başka bir şey bilmesem de... -O kadar deli değilim. | Open Subtitles | رغم إنه لا يمكنني المساعده سوى في شراء الملابس |
| Birbirlerinin yerine düşünmekten başka yapacak işleri yoktu. | Open Subtitles | هؤلاء الرفاق احتجزوا لأعوام بلا اعتراض لا يفكرون سوى في كيفية سرقة مكان آخر |
| Söylemenizi istediğim tek şey... kızımın sorununun sadece kafasında olduğu! | Open Subtitles | أريدك أن تخبرني بأنّك تعرف حقّاً إنه لا شيء خاطيء في إبنتي سوى في عقلها |
| sadece senin kafanın içinde var olduğumu düşünüyorsun. | Open Subtitles | انت تعتقد اننى غير موجود سوى في عقلك انت فقط |
| Bir dönem sadece cinselliği düsündüğüme inanamıyorum. | Open Subtitles | من الصعب أن أصدّق أن بحياتي فترة لم أفكر فيها سوى في الجنس |
| Hayvanlar sadece provalarda isteneni yaparlar. | Open Subtitles | لم تكن الحيوانات يوما مطيعة، سوى في البروفات |
| Çünkü soyut şeylerin sadece kendi beynimizde oluştuğunu kabul etmek istemeyiz. | Open Subtitles | لأنه لا يستطيع أن يتحمل فكرة أن المطلق غير موجود سوى في العقل |
| Evet, bir kadın türü vardır ki, sadece banliyölerde görebilirsiniz. | Open Subtitles | .. نعم، ثمّة نوع معيّن من النساء لا تراهنّ فقط سوى في الضواحي .. |
| Birden süper kahramanların neden sadece çizgi romanlarda olduğunu anladım. | Open Subtitles | فهمت فجأة لما لا يوجد الأبطال الخارقين سوى في القصص المصوّر. |
| Yeni kimlikler almalıyız. Ailemiz ve arkadaşlarımızla tüm ilişiği kesmeliyiz. Kılık değiştirip sadece hava kararınca dışarı çıkmalıyız. | Open Subtitles | نقطع جميع صلاتنا بعائلاتنا وأصدقائنا نرتدي ملابس تخفينا ولانخرج سوى في المساء |
| Bu penguenler sadece hayvanat bahçesinde ya da Antarktika'da yaşayabilir. | Open Subtitles | هذه البطاريق لايستطيعونَ العيشَ سوى في حديقة الحيوانات او في القارة القطبية الجنوبية |
| Ailem bunu sadece çocuklarını korumanın bir yolu olarak gördü. | Open Subtitles | والديّ لم يرغبا سوى في الحفاظ على حيوات أبنائهم. |
| İnsanları sadece çocuğu var ya da yok diye yargılayamazlar. | Open Subtitles | ذلك النوع من الأحكام لن يتسبب سوى في عزل الأطفال وحيدي أبويهم |
| Belki de sevdiğin adam senin zihnin dışında başka hiçbir yerde olmamıştır. | Open Subtitles | لعل الرجل الذي تحبينه لم يتواجد سوى في ذهنك |
| İnanıyorum ki yola düşmekten ve Charleston'a gitmekten başka çaremiz yok. | Open Subtitles | انا اعتقد ان لا خيار لنا سوى في المضي قدما وان نصل تشارلستون |
| Bağışlanmaktan ve adımı temizlemekten başka hiçbir şeyi düşünmedim. | Open Subtitles | لا أفكر سوى في التكفير في استصلاح اسمي الجيد |
| Yalnızken aklından ölümden başka bir şey geçmiyor. | Open Subtitles | عندما تكونُ وحيداً لن تفكر سوى في الموت. |
| Siz tehlikeyle karşı karşıya kaldığınızda... onu atlatmaktan başka şey düşünmüyorsunuz. | Open Subtitles | عندما تواجه الخطر، لا تفكر في شيء... سوى في كيفية التحايل عليه |