| Şu şarap ortaklığı başarılı olur, prens diğer yatırımcıları garanti etmeyi becerirse derhâl İskoçya'ya doğru yelken açacağından zerre şüphem yok. | Open Subtitles | إذا كان مشروع النبيذ هذا ناجحاً ويتمكن الأمير من تأمين مستثمرين آخرين ليس لدي أدنى شك أنه سيبحر إلى اسكتلندا فوراً | 
| Kral bize ne zaman yelken açtıracak? | Open Subtitles | متى سيبحر الملك ؟ | 
| Stark günbatımına yelken açtıysa belki de başlangıcı budur. | Open Subtitles | لو أن (ستارك) سيبحر إلى غروب الشمس ربما هذا هو المكان الذي سيبدأ منه | 
| O zulayı ele geçiremezsek Havana'daki donanma güçleri Nassau'yu yerle bir etmek için yelken açacak. | Open Subtitles | إذا لم نستطع إستعادة ذلك المال الأسطول الرهيب في (هافانا) سيبحر إلى (ناسو) ليدمرها عن بكرة أبيها | 
| Jim Hawkins, İngiltere'deki en iyi mürettebat, ve en iyi doktorla denize açılacak. | Open Subtitles | قلها أن جيم هوكنز سيبحر مع الطاقم المختار ومع أفضل طبيب في كل انجلترا | 
| Kim seninle yelken açacak? | Open Subtitles | ومن سيبحر معك؟ | 
| Bugün yelken açıyor. | Open Subtitles | سيبحر اليوم | 
| denize ne zaman ve nerden açıldığını, ilk rotasını da biliyoruz, fakat nerede buluşacaklarını ve daha Neleri değiştireceklerini bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف متى و من اين سيبحر نحن نعرف مساراتهم الاصليه لكننا لا نعرف نقط التقائهم , او مساراتهم البديله او متى سوف يقومون بضربتهم | 
| Suların yükselmesiyle, 48 saat içinde denize açılacaklar. | Open Subtitles | سيبحر في 48 ساعة المقبلة |