| Ama sınırsız erişim imkanı, çok sayıda kötüye kullanma olanağına yol açmış olacak. | Open Subtitles | لكن النـفاذ المـطلق لمصـادر مراقبة الحكومـة سيجعل هناك فرصا لا نهائية لسوء الاستخدام |
| Bu seni bir tıp mucizesi yapar, Er Fisher. Nerelisin? | Open Subtitles | سيجعل منك هذا معجزة طبية, فيشر البحار، من أين أنت؟ |
| Bu, çubuğunu bir çok dürtmeden sonra bile hala güzel kalmasını sağlayacak. | Open Subtitles | لأبتاع هذا الغطاء الرائع للعمود، سيجعل العمود يبدو مذهلاً بعد كل وكزة |
| şimdi bu fon ihtiyaç sahiplerine hizmet edecek organizasyonlar için finansmanı mümkün kılacak. | TED | سيجعل التبرع متاحًا الآن للمنظمات التي يمكن أن تخدم حاجة الأكثر ضعفاً. |
| ıçeri bir de kaynana düşerse, o da baharat olur. | Open Subtitles | وإذا صادف أنّ وقعت فيها حماتك فذلك سيجعل الأمور أفضل |
| Avrupa vatandaşlarına daha fazla güç vermektir. Avrupa'yı gerçek bir halk projesi yapacak olan da budur. | TED | بل في الواقع إعطاء المزيد من السلطة لمواطني أوروبا و هذا ما سيجعل اوروبا مشروعاً للشعب بكل معنى الكلمة |
| Ölseydi senin için çok daha iyi olurdu değil mi? | Open Subtitles | سيجعل ذلك أسهل بكثير عليك إن كان ميّتاً، أليس كذلك؟ |
| Vaughn'un, Norcuun bildiklerinden sonra onu bulmalarına izin vereceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | نوركات يعلم كل شيء أتعتقد أن فون سيجعل أحدا يصل إليه؟ |
| Bu sistem alışveriş yapmak gibi eğlenceli bir şeyi, gezegenimizi kurtarmaya yardımcı olacak manevi bir deneyime dönüştürebilir. | TED | هذا النظام سيجعل من شيء مرح عادي كالتسوق تجربة روحانية. التي ستساهم في حفظ كوكبنا. |
| Ben bir çözüm bulacağım ve hepimiz mutlu olacak bence. | Open Subtitles | لكنني أتيت بحل أعتقد أنه سيجعل الجميع سعيداً |
| 40 dakikalık bekleme yemeği daha lezzetli yapar, değil mi? | Open Subtitles | إنتظار أربعين دقيقة سيجعل الطعام طعمه أفضل ، صحيح ؟ |
| O videoya seçilmemi sağlayacak. Ölmediğim sürece kötü izlenim olmaz. | Open Subtitles | ذلك الفيديو سيجعل مني المرشح ليست بالدعاية السيئة إلا النعي |
| Bu karanlığı yok etmekle tehdit eden ışığın getiricisini yok edecek. | Open Subtitles | هذا سيجعل جالب الضياء أعزل دون سلاح، ذلك الذي يُمثّل تهديداً لدحر الظلمة. |
| Belki, o ... onunla işbirliği yaparsam daha iyi olur diye düşünmüş olabilir. | Open Subtitles | ،ربمـاكانت.. خائفة للغاية، أو إعتقدت أن التعاون سيجعل الـأمر يمُر علي مـا يُرام، |
| Bugünü senin için özel yapacak ne olursa dileyebilirsin. | Open Subtitles | أي شيء سيجعل من هذا اليوم مميز بالنسبة لك |
| Öyle bir şey de ki adamlarının önünde seni dövmek zorunda kalmayayım. | Open Subtitles | شيئ سيجعل الامور تبدو وكأنني لم أستطع ان اركلك امام جميع رجالك |
| Eğer koro bir şarkı söyleseydi mükemmel bir ayin olurdu. | Open Subtitles | كان الشيء الوحيد الذي سيجعل القداس رائعا لو ترنمت الجوقة |
| Vaughn'un, Norcut'un bildiklerinden sonra onu bulmalarına izin vereceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | نوركات يعلم كل شيء أتعتقد أن فون سيجعل أحدا يصل إليه؟ |
| senin, kalacağını umuyordum. Bir şekilde işler kolaylaşırdı. | Open Subtitles | كنت اتمنى بقائك . مما سيجعل الأمور أهون على نحو ما |
| Ve sorunun cevabı ‘hayır’ dahi olsa, çocuğunuzun oyununu izleme deneyiminizi olduğundan farklı bir hale getireceği kesindir. | TED | وحتى إن كان جواب هذا السؤال “لا” فإن ذلك حتماً سيجعل تجربة حضورك لمباراة أولادك تختلف كثيراً عما كانت ستكون عليه |
| Bu işimizi daha da kolaylaştırır, ama onu yalnız yakalamalıyız. | Open Subtitles | وذلك سيجعل الأمر سهلاً, لكن نحن نحتاج أن تكون لوحدها |
| Sadece erdemli bir şekilde yaşamak, kini, nefreti ve tüm kötülükleri yok eder. | Open Subtitles | فقط العيش بإخلاص سيجعل الكراهية والغضب والشر يتلاشون |
| Darbe yaptıktan sonra dünyanın güllük gülistanlık olacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هذا المشروع سيجعل العالم على مايرام ؟ |