| Riley yirmi dakika sonra ortadan kaybolacak. | Open Subtitles | بعد عشرين دقيقة. رايلي سيختفي وربما إلي الأبد |
| Parayı getirir getirmez, sanırım uzun bir süre için ortalıktan kaybolacak. | Open Subtitles | بمجرد إحضاره النقود، أعتقد أنه سيختفي لوقت طويل جداً |
| Eğer 4 gün bir şey yemezsen, ahlak duygun kaybolur. | Open Subtitles | لكن، إذا لم تأكل منذ 4 أيام حسُّك الأخلاقي سيختفي. |
| Hep buradaymış gibi duruyor ama yarın tamamen yok olacak. | Open Subtitles | تبدو كأنها ستكون هنا دائما لكن كل شئ سيختفي غدا |
| Eğer bu ligi kapatırsak kalan sponsorlar da gidecek ve çaresiz kalacağız. | Open Subtitles | إن قمنا بإنهاء هذه الرياضة سيختفي الرعاة المتبقون. وسنكون فى حالة يرثى لها |
| Sadece bir ay ya da daha fazla onu sıkıştırırsak, ordusundan kalanlar dağılır ve yok olur. | Open Subtitles | إذا تركناه محاصراً شهر أو أكثر سيختفي بقية جيشه |
| Bunlardan herhangi birini değiştirirsek, parametleriyle oynarsak bir şeyler ters gider gezegen kaybolur Güneş kapanır DNA sökülür. | Open Subtitles | إذا حدث تغيير لأيّ منها .. أو لأي من المعايير فسيحدث شيء ما خطأ سيختفي كوكبنا |
| Eğer gerçekleri bulamazsak toplumumuzun huzuru da gelmemek üzere gitmiş olacak. | Open Subtitles | إذا لم نستطع أن نجد الحقيقة سيختفي السلام في قريتنا |
| Çünkü o tümörü çıkardığımızda, hepsi kaybolacak. | Open Subtitles | , لأنه بمجرد أن نزيل الورم كل هذا سيختفي |
| Kesin kanıtlar bulun, cicim ya da indiğinizde katil, bir milyar insanın arasında kaybolacak. | Open Subtitles | جِد لي الدليل الدامغ يا عزيزي وإلاّ سيختفي القاتل بوسط مليار شخص عندما تهبط |
| Bana "Taç giyme töreninden sonra keşiş ortadan kaybolacak" dedi. | Open Subtitles | قالت لي أن القسيس سيختفي بعد توليها العرش. |
| Senin yerinde olsam parayı bulurdum, yoksa oğlun ortadan kaybolur... ve akşam haberlerine kadar onu göremezsin. | Open Subtitles | من الأفضل أن تحضريها بسرعة أو أن طفلك سيختفي ولن يخرج حتى الأخبار المسائية |
| Senin yerinde olsam parayı bulurdum, yoksa oğlun ortadan kaybolur... ve akşam haberlerine kadar onu göremezsin. | Open Subtitles | من الأفضل أن تحضريها بسرعة أو أن طفلك سيختفي ولن يخرج حتى الأخبار المسائية |
| O kadar küçüldü ki, yok olacak mı onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | الامر أنه صار صغير جدا ,ونوعا ما أردت أن أرى إن كان سيختفي |
| Kene çıkarıldığında, zehri de çabucak yok olacak. | Open Subtitles | حسنا,بعد ان تمت ازالته, سيختفي السم تدريجيا |
| Hedefi kaybetmek üzereyim. Beş saniye sonra gidecek. | Open Subtitles | أنا على وشك فقدان الهدف الهدف سيختفي بعد 5 ثواني |
| Manası ne ki? Zaten oradan ışınlanıp gidecek. | Open Subtitles | مالهدف من ذلك سيختفي من هناك على أية حال |
| Beklersek belki tamamen yok olur. | Open Subtitles | إذا تحيّنا الفرصة المناسبة، ربما سيختفي كلياً |
| Tommy Riordan birden ortaya çıktı ve tahminimce geldiği hızla kaybolup gider. | Open Subtitles | في رأيي أن تومي ريردن قد ظهر من المجهول, وأظن أنه سيختفي سريعاً. |
| İnan bana üzerinde durduğumuz her yer, hatta burası bile gitmiş olacak. | Open Subtitles | صدقيني، كل شيء نقف عليه، كل هذا سيختفي |
| geçer sanıyordum ancak daha da kötüleşiyor. | Open Subtitles | ظننت أنه سيختفي, ولكنه يزداد سوءًا باستمرار |
| Onu bir ya da birkaç ay daha bu durumda tutarsak ordusundan geriye kalanlar dağılacak ve yok olacaktır. | Open Subtitles | إذا تركناه محاصراً شهر أو أكثر سيختفي بقية جيشه |
| Bir pasaport gördüm. Parayı da aldığına göre, ortadan kaybolacaktır. | Open Subtitles | رأيتُ جواز سفر، الآن حصل على ماله ، و سيختفي. |
| Eğer yok edilirlerse dönüşüm yeteneğimizin kaybolacağını bütün bir ırkın yok olacağını biliyordum. | Open Subtitles | أعلم أنه إذا تم تدميرهم سنخسر قابليتنا للتحول عِرْق كامل سيختفي إلى الأبد |