| Çocuklarınızı buraya gönderirseniz dört dilde konuşurlar, ama mutsuz olurlar. | Open Subtitles | ان اتى اطفالك الى هنا سيكونون تعساء وسيتعلمون اربع لغات |
| Eminim mutlu olurlar efendim, ve ben de büyük bir memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | أنا واثقة أنهم سيكونون سعيدين بالاستغناء عنيّ وسأكون في غاية السرور بحضوري |
| Aslında bu da güzel fikir. Fincanlara daha yakın olur. | Open Subtitles | في الحقيقة هذه فكرة جيدة لأنهم سيكونون أقرب إلى الأكواب. |
| Hepimiz de çocuklarımızın mutlaka yetenekli olacaklarını düşünürüz. | TED | وكلنا نعتقد بأن أطفالنا سيكونون موهوبين بشكل خاص. |
| Eğer savaşta olsaydık o biçim ölü olacağını kafasına sok sadece.. | Open Subtitles | فقط لنوضح لهم كيف سيكونون اموات إذا كنا حقاً في حرب |
| Adamlarım peşimizde. Eski ordu elemanları. Kısa sürede burada olacaklardır. | Open Subtitles | رجالي يلحقون عسكريون سابقون , سيكونون هنا قريباً |
| Eminim içeri girenlerin yerini alacaklar buna çok minnettar olacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكّد أنّ التجار الذين يحلون محلهم سيكونون شاكرين للغاية |
| Her an burada olabilirler, o zamana dek gerçekten hareket etmemelisin. | Open Subtitles | سيكونون هنا بأية لحظة لكن حتى ذلك الوقت، لا تتحركي مطلقاً |
| Çoğu genç, bir kısmı olgun, daha az bir kısmı zengin, ancak çoğu sizin ve benim gibi sıradan insanlar olurdu. | TED | أغلبيتهم شباب، وبعضهم من كبار السن ونسبة قليلة تكون غنية، لكن معظمهم سيكونون أناسًا عاديين مثلي ومثلك. |
| Onlar birinin kaybolduğunu anlayıncaya kadar, 15 metre çöpün altında kalmış olurlar. | Open Subtitles | وحين يلاحظون غياب هؤلاء الأشخاص، سيكونون مدفونين تحت 50 قدم من النفايات. |
| Her sey yolunda giderse günes dogmadan önce yaninizda olurlar. | Open Subtitles | إذا سار كلّ شيء حسب الخطّة، سيكونون عندكم عند الشروق |
| Yarım saat içinde zirvede olurlar efendim. | Open Subtitles | سيكونون على القمة بعد نصف ساعة , يا سيدى |
| Yakında uyumuş olurlar. Görünmemek için oturmalıyız. Domuz yemişler. | Open Subtitles | هم سيكونون نائمون قريباً جداً يستحسن ان ننزل قبل أن يرانا شخص ما يسكبون الخنازير |
| Büyük Londra çetesinin mutlu birer üyesi olurlar. | Open Subtitles | إنهم سيكونون بكل سرور ، جزءا من لندن العظيمة المتسخة |
| Kim aklını ve vücudunu onunla bütünleştirebilirse büyük ve güçlü biri olur. | Open Subtitles | الأشخاص الذيت يستطيعون ان يدمجون عقولهم وأجسادهم بالأسلحه سيكونون أشخاص عظيمين وأقوياء |
| Eleştirel düşünürler hâline gelirler, tepeden bakmayan, her zaman hazır olan uzmanlara erişimleri olur. | TED | ستكون عبارة عن تفكير نقدي مع إمكانية الوصول إلى الخبراء، الذين سيكونون متاحين للإستشارة، لا على القمة. |
| Polis bana bu konuda mutlaka yardımcı olur. | Open Subtitles | انا متأكد بأنهم سيكونون مهتمون جداً لمعرفة ما يدور هنا |
| Araştırmasında, insanların mahkeme kararlarından hakim aleyhlerine karar vermiş olsa bile kendilerine onur ve saygıyla davranıldığını hissettiklerinde tatmin olacaklarını ortaya koydu. | TED | استنتج في بحثه أن الناس سيكونون راضين بحكم القاضي، حتى ولو كان الحكم ضدهم، إذا لمسوا معاملة منصفة وبكرامة وباحترام. |
| Eğer savaşta olsaydık o biçim ölü olacağını kafasına sok sadece. | Open Subtitles | فقط لنوضح لهم كيف سيكونون اموات إذا كنا حقاً في حرب |
| Tutukluları korumaya alın. Belki de daha etkili bir yem olacaklardır. | Open Subtitles | احرسوا الأسرى، أعتقد بأنهم سيكونون طعمًا أكثر فعالية |
| Kurtarırsak eğer, gaziler daha hoşnut olacaktır kanımca. | TED | إن كنا نستطيع ذلك، أعتقد أن المحاربين القدامى سيكونون بخير. |
| Sana yardımcı olabilirler. | Open Subtitles | أنا طلبت منه الإتّصال بعض أصدقاء مولدر. أعتقد هم سيكونون قادرون على المساعدة. |
| İnsanlar vücutlarını bilime bırakıyor, bence yamyamlar daha minnettar olurdu. | Open Subtitles | الناس يتركون أجسادهم للعلم أعتقد أن آكلي لحوم البشر سيكونون ممتنين |
| Sen gideceksin, askerler geri gelecek, intikam alacaklar, ve bu insanlar yine yalnız kalacak. | Open Subtitles | وانت ستذهب والجنود سيعودون لينتقموا وهم سيكونون وحيدين ثانية |
| Portekiz İngiltere'nin düşmanıdır ve İngiliz gemileri Queimada Limanı'nda olmasalardı Portekizliler şimdiden geri gelmiş olurlardı. | Open Subtitles | البرتغال هي عدوة انكلترا واذا لم ترس السفن الانكليزية في ميناء كيمادا البرتغاليون سيكونون بالفعل قد عادوا |
| Albay ve Bayan Campbell yazın ortasında şehre gelecekler. | Open Subtitles | الكولونيل والسيدة كامبل سيكونون هنا في منتصف الصيف |
| Kızlara da iyi davranın çünkü sizin için önemli olacaklar, yemin ederim. | Open Subtitles | و تكونان لطيفين مع الفتيات أيضاً لأنهم سيكونون مهمات لكما، أقسم لكما |
| Arife günü, saat beşten sonra bütün beyaz polisler kutlamalara gitmiş olacak. | Open Subtitles | بحلول الخامسة من ليلة رأس السنة كل شرطة البيض سيكونون خارج الحفلات |