| Senin anlamanı beklediğim bir şey değil, ne de olsa işin içinde para yok. | Open Subtitles | انه شئ لن تستطيع ان تفهمه, لأنه لا يتعلق بالمال |
| Bu basın toplantısında duyurabileceğim bir şey değil. | Open Subtitles | وهذا شئ لن يقوم أحد آخر بالإعلان عنه في مؤتمر صحفيّ. |
| Hemen düşündüğümüz bir şey değil. | Open Subtitles | هذا شئ لن يتحقق بالقريب |
| Ve hiçbir şey söylemeyeceklerdir, kendilerine bile. | Open Subtitles | سيكونون مسرورون لن يقولوا أي شئ لن يقولوا اي شيء حتى لأنفسهم |
| Şu anki hayatımı hiçbir şeye değişmem. | Open Subtitles | أنا لن أُبادِل حياتَي الآن بأيّ شئ لن أفعَل |
| Kesinlikle uzun süre unutabileceğim bir şey değil. | Open Subtitles | انه شئ لن أنساه عمّا قريب |
| Evet, babama faydası olacak bir şey değil. | Open Subtitles | أجل، شئ لن يساعد أبي مطلقاً. |
| hiçbir şeyi asmazsam, burada temelli kalmam diye düşündüm. | Open Subtitles | . إعتقدت أننى إذا لم أعلق أى شئ لن أتعود دائماً على هذا |
| Ve onu güvende tutmak için yapamayacağımız hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شئ لن نتمكن من فعله لنجعله بأمان. |
| Benim felsefem; birşey başlatma, hiçbir şey olmaz. | Open Subtitles | طبعي هو, لا تبدأ أي شئ, لن يحصل أي شئ. |
| Eğer hiçbir şey hakkında konuşursak, bir şey değişmez. | Open Subtitles | إذا تحدثنا عن اللا شئ لن يتغير شيئاً |
| - Ne? hiçbir şey yapmayalım. Onun evine hiç kimseyi göndermeyelim. | Open Subtitles | لن نفعل أيّ شئ لن نرسل أي أحد إليها |