| Kule kıvılcımlar saçarak, gürültüler çıkararak geceyi aydınlatacaktı. | Open Subtitles | كان البرج يشع نورا ليلا من خلال شرارات تنطلق منه وكان يصنع ضوضاء قويه |
| Ya onu gördüğünde aranızda kıvılcımlar hatta havai fişekler tekrar çıkarsa? | Open Subtitles | لكن ماذا اذا رأيتها وجدت شرارات او حتى العاب نارية؟ |
| Laboratuar sınıfında, deney şişesine uzandığımızda hep bir kıvılcım hissediyordum. | Open Subtitles | أتعلم , في فصل المعمل , كنتُ دائماً أشعر بـ شرارات كلما وصلنا لدورق واحد |
| - En son aramızda kıvılcım vardı. | Open Subtitles | آخر مرة قبلنا بعضنا كان هناك شرارات |
| - Şu arabalar, acayip olan onlar. - Güneş patlaması, o adam böyle dedi. | Open Subtitles | انها السيارات، انت تعلم- انها شرارات شمسية، احدهم اخبرني |
| Ayrıca kimya kıvılcımları yaşasa da hiçbir zaman evlenmedi. | TED | وعلى الرغم من أنّ لديها شرارات إعجاب، إّلا أنّها لم تتزوج أبدًا. |
| Kaderlerimiz tek bir vücut. Düşen kıvılcımlar ve patates cipsi parçaları da dahil. | Open Subtitles | نحن في هذا معاً هذا يتضمن شرارات الاحتكاك أو فتات رقائق البطاطا |
| Kablom kıvılcımlar saçıyor. | Open Subtitles | وقلت لي أنكم قادمون أسلاك تلفازي تطلق شرارات خطيرة |
| Dolayısıyla onu ters çevirir ve kıvılcımlar varsa, Kör edici bir ışık flaşı olacak, | Open Subtitles | ولذا إن قلبتَ السقف وكانت هناك شرارات سيُصيبك ضوءٌ خاطف للنظر |
| ¶ Barut fıçısının üstüne oturmuş kıvılcımlar saçıyoruz | Open Subtitles | "نحن نعيش في برميل بارود و شرارات منتشره" |
| ¶ Barut fıçısının üstüne oturmuş kıvılcımlar saçıyoruz... | Open Subtitles | "نحن نعيش في برميل بارود و شرارات منتشره" |
| Parlamalar, kıvılcımlar, elektrik şokları. | Open Subtitles | ومضات و شرارات و صعق كهربائي |
| Yani önerim, seni oraya götürüp bir görüşme ayarlayıp, tekrardan bir kıvılcım alevlenip alevlenmeyeceğini görmek. | Open Subtitles | لذا ما أقترحه عليكِ هو بأن تأتي إلى هناك... والتوسّط في الإجتماع... وأرى إذا كانت هناكَ أيّ شرارات قديمة تعاود الظهور فجأة |
| Evet, büyük kıvılcım. | Open Subtitles | أجل شرارات الرائد ... |
| kıvılcım mı? | Open Subtitles | شرارات .. ؟ |
| kıvılcım çıkar. | Open Subtitles | هناك شرارات. |
| - kıvılcım. - kıvılcım. | Open Subtitles | شرارات |
| - Güneş patlaması, o adam böyle dedi. | Open Subtitles | إنّـها شرارات شمسية ، احدهم اخبرني |
| - Güneş patlaması mı? | Open Subtitles | شرارات شمسية؟ |
| Mo Tze ve müritlerinin yazılarındaki merak kıvılcımları etkili bir biçimde saf dışı edilmişti. | Open Subtitles | شرارات الفضول في كتابات مو تسي و اتباعه تم دوسها بقوة |
| İlk elektrik motorları, doğru akım ile çalışıyordu fakat makinada dönel bir etki oluşturabilmek için gereken elemanlar kıvılcımlara yol açıyordu. | Open Subtitles | المحرك الاول كان يستخدم التيار المستمر لكنه اعتمد علي نظام يولد شرارات بدورها تولد حركه |