| Görev başındayım. Görev başındayken alkol alamam. | Open Subtitles | إنني أعمل الآن لا يمكنني شرب الكحول وأنا أعمل |
| Çok sıcakken alkol almaman gerektiği söylenir. | Open Subtitles | يقولون أنه لا يجب عليك شرب الكحول والجو حار |
| Hobilerinizin, ot tüketimi , alkol kullanımı vede bu tarz kafa yapıcı şeyler olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | اراى ان هوايتك هي شرب الكحول و تدخين الحشيش و كل انواع الاشياء الغير شرعية |
| Tek sorun, zehirli içkiyi önce onun içmesiydi... sonra ötekiler vazgeçti. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة .. أنه شرب الكحول أولاً واعتقد ان كل الطائفة غيرت رأيها ولم تنتحر |
| Sarhoştu. İçkiyi bırakmaya çalıştığını sanıyordum. Ama sanırım o gece denemiyordu. | Open Subtitles | لقد كان ثملاً، ظننته كان يحاول ترك شرب الكحول لكن لا أظنه كان كذلك بتلكَ الليلة |
| - Sadece içki sorunu var, kötü biri değil o. | Open Subtitles | انه لديه مشكلة في شرب الكحول انه ليس شخصا سيئًا |
| İçmeyi bıraktım. Kalp krizi geçirdim. | Open Subtitles | توقفت عن شرب الكحول عملت فحص لـ قلبي |
| Pek fazla et yemiyor. alkol tüketimine bağlı damar içi pıhtılaşma daha muhtemel. | Open Subtitles | تخثر الدم الوعائي إثر شرب الكحول أكثر رجحاناً |
| Gary'nin alkol aldığına ve cazibeli kadınlarla olduğuna inanmak zor geliyor. | Open Subtitles | أجد أنه من الصعب أنا أصدق أن غاري في وقت مضى شرب الكحول و سحر النساء. |
| Dikkatsiz araç kullanma, çevreyi kirletme, araç kullanırken mesajlaşma ve alkol alma sebebiyle. | Open Subtitles | شرب الكحول أثناء قيادة السيارة لم تظني أني سأعدك تفرين من فعلتك هذه، صحيح؟ |
| Rae, korkarım alkol almayı bırakmak zorundasın. | Open Subtitles | . يوسفني ان اقول لك انه يجب عليك ان تتوقفي عن شرب الكحول |
| Hipotermia ve alkol zehirlenmesine bağlı kalp krizi geçirip beynine darbe almış. | Open Subtitles | جلطةً في القلب, وضررٌ في الدماغ بسبب إرتفاعٌ في حرارة الجسد والتسمم جراء الإفراطِ في شرب الكحول |
| alkol bağımlılığınızdan kurtulmakla ilgili bir makale var. | Open Subtitles | لأنّ هناكَ مقالة خرجت بشأنّ تخلصُكِ من آثار السموم في إختبار شرب الكحول |
| Kızlar için alkol tüketmek her şeye açık olmak anlamına gelir. | Open Subtitles | بالنسبة للفتيات، شرب الكحول يعني أنها تكون متاحة |
| İçkiyi bırakmaya çalıştığını sanıyordum. Ama sanırım o gece denemiyordu. | Open Subtitles | لقد كان ثملاً، ظننته كان يحاول ترك شرب الكحول لكن لا أظنه كان كذلك بتلكَ الليلة |
| Bu adsız alkolikler Leawood artık içkiyi ağzını sürmeyenler grubunun olağan toplantısı | Open Subtitles | هذا الاجتماع الاعتيادي لمجموعة لياود للاقلاع عن شرب الكحول للمجهولين. |
| İçkiyi de aynı dönemde bırakmış. | Open Subtitles | في نفس الوقت الذي توقف فيه عن شرب الكحول. |
| İçkiyi bırakmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا أن نتوقف عن شرب الكحول ماذا ؟ |
| Hem güzel hem de iyi içki içiyor. Baba, izin verir misin? | Open Subtitles | مظهرها رائع ولها قابلية عظيمة في شرب الكحول |
| İçki problemin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن شرب الكحول مشكلة بالنسبة لك |
| 3 dikiş, günlerce içki sersemliği vardı ve bu çocuğu bir hafta görmem yasaktı. | Open Subtitles | ثلاثة غـُرز ، و صداع ناتج عن شرب الكحول لأيام ، و بقيت راقدة بسبب تلكَ المرة لأسبوع. |
| Bıraksana içki içmeyi. | Open Subtitles | يا إلهي، توقفي عن شرب الكحول! |