| Sadece kadınların ne istediğini anlattım ve o da anladı. | Open Subtitles | لقد شرحت له فقط ما تحتاج اليه النساء, وقد فهم |
| Yüzbaşıya açıkladığım gibi ben basit bir Kıbrıslı balıkçıyım. | Open Subtitles | كما شرحت للكابتن اننى فقط صياد فقير من قبرص |
| Evet, Villa Hermosa'da ekip liderine açıklamıştım. | Open Subtitles | نعم لقد شرحت لقائد الفريق في فيللا هيرموسا |
| Ama bir şekilde durumunu bana açıkladı, ben de hayır diyemedim. | Open Subtitles | لكن بطريقة ما شرحت لي , ولم أستطع قول لا |
| Müvekkilim cevap vermeden önce lütfen bu fotoğrafın alakasını açıklar mısınız? | Open Subtitles | قبل أن يجيب موكلي هلا شرحت لي رجاءً علاقة هذه الصورة؟ |
| Alkollü ortamların seni çok zorlandığını açıkladın mı peki? | Open Subtitles | هل شرحت كيف من الصعب أن تكون معاقراً للكحوليات؟ |
| Böyle durumlarda şirketin ne kadar destekleyici olabildiğini kendisine anlattım. | Open Subtitles | شرحت لها مقدار الدعم الذي تقدمه الشركه في المواقف المماثله |
| Hatta 13 yaşında genç bir çocuk gibi hissetmediğimi, aksine görevdeki bir asker gibi hissettiğimi anlattım. | TED | شرحت لهم أيضاً كيف كنت أشعر أني لست مراهقاً عمره 13 عاماً، وإنما جندي في مهمة. |
| Ona Dr. Fisher'in protokolünü anlattım ve bir tane denekle, yani benle, örnek yapmaya karar verdik. | TED | شرحت برتوكول د.فيشر، وقررنا إعادة تصوّره بحجم عينة لأحد الأشخاص، ألا وهي أنا. |
| - Majesteleri... daha önce de açıkladığım gibi... ben en iyiyim. | Open Subtitles | فخامتك, كما شرحت لك أنا أفضل شىء على هذا الكوكب |
| Sekreterinize de açıkladığım gibi, birçok araştırma yapıyoruz. | Open Subtitles | كما شرحت السكرتير الخاص بك، نقوم به الكثير من النظر. |
| Sanırım, açıklamıştım senin için yapacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | حسناً، كما شرحت لا يوجد ما يمكنُني فعله في ذلك |
| Geldiğim gün durumu açıklamıştım. Karışıklık için üzgünüm. | Open Subtitles | لقد شرحت لك ، لماذا ذهبت إلى منزلك آسف لخلط الأمور |
| Doktor bana açıkladı. | Open Subtitles | لقد شرحت لي الطبيبة الأمر بأكمله |
| Ona, yeni dünyaya girmeye yeterince uygun olup... olmadıklarını bilmek istediğimizi açıklar mısın? | Open Subtitles | هلا شرحت لها بأننا نريد بأنهم مناسبين لشروط الدخول للعالم الجديد؟ |
| Sıçrama yeteneğimizin arızalı olduğunu açıkladın mı? | Open Subtitles | و هل شرحت لهم أن قدرات القفز لدينا معطلة |
| söyledim ya az önce. | Open Subtitles | جاك ، لقد شرحت له كل الأمر ، أليس كذلك ؟ |
| Bu kadının neden sana çıplak fotoğraflarını yolladığını açıklamak ister misin? | Open Subtitles | هلاّ شرحت لي لماذا هذه المرأة ترسل لك صورها عارية؟ |
| Durumu izah edince silahları bırakmak için bir sakınca görmediler. | Open Subtitles | أترى إنهم لا يمانعون التخلى عن سلاحهم الآن بعد أن شرحت لهم |
| Alkollü yerde bulunmanın ne kadar zor olduğunu anlattın mı? | Open Subtitles | هل شرحت كيف من الصعب أن تكون معاقراً للكحوليات؟ |
| Kaç kez açıklarsam açıklayayım hiç kimse antioksidanın ne olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | مهما شرحت الأمر، لا أحد يفهم معنى مانع التأكسد |
| Biraz önce felç geçirmişim gibi açıklayabilir misin? | Open Subtitles | هلَّا شرحت ذلك لي و كأنني أصبت بالسكتة للتو؟ |
| Bu kutsal amacı oğlum krala açıklayacak olursam bir ferman imzalayıp değerli bulduğunuz müminleri silahlandıracağına şüphem yok. | Open Subtitles | إذا شرحت الغرض المقدس لابني الملك أنا متأكدة أنه سيوقّع على حكم بتسليح المؤمنين الذين تراهم يستحقون ذلك |
| Ona sahneyi açıkladınız mı , yönetmen bey? | Open Subtitles | هل شرحت المشهد لها أيها المخرج ؟ |
| Size az önce birinin, bana bende iz bırakan sözler söylediğini söylemiştim çünkü aynı şeyleri Senegal'daki çalışanlarıma da anlatmıştım. | TED | قلت لكم اليوم أن شخص ما قال لي كلمات اثّرت فيني، لأنني شرحت الشيء نفسه لموظّفي في السنغال. |