| O da durumu babama açıkladı ve babam dedi ki:... | Open Subtitles | وقد شرح الأمر برمته لوالدي. وقال والدي له: |
| Bana açıkladı. | Open Subtitles | لقد شرح الأمر لي. |
| Bunu telefonda açıklamak oldukça zor ama kampüste biraz daha kalmanı umuyordu. | Open Subtitles | يصعب شرح الأمر هاتفياً، لكنّها كانت تأملّ أن تبقي بالحرم الجامعي فترة أطول. |
| Onlarda mıymış? - Burada açıklamak istemiyorsunuz, pekâlâ. | Open Subtitles | ،حسناً، إذا كنت ترفض شرح الأمر هنا .فأنا أتفهم ذلك |
| Okulu arayıp durumu Açıklayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني الاتصال بالمدرسة و شرح الأمر |
| Açıklayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني شرح الأمر لك. |
| Açıklaması oldukça basit. Melander Stevens en büyük düşmanım. | Open Subtitles | من السهل جداً شرح الأمر مليندر ستيفن هو الد أعدائى |
| Sana bunu Açıklayamam. Bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | أنا لا يمكنني شرح الأمر الآن يجب أن تثقي بي |
| Bob telefonda bana açıkladı. | Open Subtitles | (بوب) شرح الأمر لي على الهاتف |
| Sorun yok. Dries açıkladı. | Open Subtitles | لابـأس، (دريس) شرح الأمر |
| Dışarıdan birine açıklamak zor. | Open Subtitles | مِن الصعب شرح الأمر لأحد من خارج الجماعه |
| Çocuklara açıklamak zor olmaya başladı. | Open Subtitles | يصبح شرح الأمر للاخرين اكثر صعوبة |
| Sana her şeyi açıklamak isterim, ama yapamam. | Open Subtitles | أريد شرح الأمر لك ولكني لا أستطيع |
| Gerçekten açıklamak isterim. | Open Subtitles | إنّي حقاً أود شرح الأمر. |
| Açıklayabilirim! | Open Subtitles | يمكنني شرح الأمر بالتأكيد |
| Bunu kesinlikle Açıklayabilirim! | Open Subtitles | يمكنني شرح الأمر بالتأكيد |
| Açıklaması zor... kendime bile. | Open Subtitles | من الصعب شرح الأمر حتى لنفسي |
| Açıklayamam anne. Artık parti istemiyorum. | Open Subtitles | لايمكنني شرح الأمر ياأمي فقط لاأريد الحفلة. |