| Ama bir şartım var. Biri kardeşime yeni bir motosiklet alacak. | Open Subtitles | تحت شرط واحد ، احد من اصدقائك سوف يعطي اخي دراجة جديدة |
| Bir resmini asacak, ama bir şartım var. | Open Subtitles | أنه سَيُعلّقُ لوحة واحدة لكن هناك شرط واحد |
| Hayatını kurtarma uğruna mahkemeye yalan söylemeye razıyım ancak bir şartım var. | Open Subtitles | أنا مستعد لأن أكذب على المحكمة من أجل إنقاذ حياتك ولكن وفق شرط واحد |
| Tek bir şartla kalıp kumar oynayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تبقى و يمكنك أن تلعب على شرط واحد |
| bir şart var ki; eğer herhangi bir şekilde uygunsuz davranırsan yönetim kurulunun seni vasinle değiştirme yetkisi var ki bu da kim dersin? | Open Subtitles | هناك شرط واحد - أنه يجب ألا تتصرف بشكل غير ملائم, الاعضاء لهم الخيار |
| Küratörün tek Bir şartı vardı: Sanat eserim için Arapça yazı kullanmalıydım. | TED | كان للقيم شرط واحد فقط: كان علي استخدام الخط العربي في عملي الفني. |
| Pekala tutuyoruz. - Bir dakika. Bir tek şartla. | Open Subtitles | حسنا, سوف نأخذها لحظة واحدة, مع شرط واحد |
| Onu kibar, cömert, komik, düşünceli yapabileceğimizi düşündük, sadece tek bir koşul sağlanmalıydı: birinci oyuncak olarak kalmalıydı. | TED | أدركنا أنه يمكننا جعله طيبا، معطاء ومضحكا ومراعيا مادام شرط واحد متحققا فيه، أن يبقى على رأس اللعب. |
| Tamam, işini geri alabilir ama bir şartım var. | Open Subtitles | حسناً، يمكنه استعادة وظيفته مرة أخرى ولكن لدي شرط واحد |
| Tek bir şartım var; bu aleti benimle iletişim halinde kalmak için kullanacaksın. | Open Subtitles | هُناك شرط واحد: استخدم ذلك للبقاء على تواصل معي. |
| "Yalnız, dedim, bir şartım var. Ne dersem yapacaksınız." | TED | فأضفت، "لكن لدي شرط واحد ، أن تقبلوا كل ما أقوله لكم." |
| Öyle olsun, 280. bir şartım var lakin. | Open Subtitles | حسنًا, بـ280, ولكن تحت شرط واحد. |
| Kendimi kodese tıktıracağım. Ama bir şartım var. | Open Subtitles | أريد أن أسلّم نفسي و لكن لديّ شرط واحد |
| Anlaşma yapmak için bir şartım var. | Open Subtitles | هناك شرط واحد فقط اريده في العقد |
| Sanırım bu parti konusunda size yardım edeceğim, ...fakat tek bir şartım var; | Open Subtitles | أعتقد أنني سأساعد في هذه الحفلة ...تحت شرط واحد |
| Bir şey söylemeden önce bir şartım var. | Open Subtitles | لدي شرط واحد قبل أنا أقول أي شيء |
| Ancak bir şartım var. | Open Subtitles | ولكن هناك شرط واحد |
| - Fakat bir şartım var. - Ne istersen. | Open Subtitles | لكن علي شرط واحد اي شئ |
| bir şartla. | Open Subtitles | أنا على استعداد للموافقة على جميع منهم تحت شرط واحد. |
| Ancak tek bir şartla: Bana yalan söylemeye bir son vermelisin. | Open Subtitles | ولكن على شرط واحد أن تتوقفي عن الكذب علي ماتيلدا |
| Şu beyefendiler bir şartla size içki ısmarlamak istiyor. | Open Subtitles | السادة المحترمون يريدون أن يبتاعوا لك شراب ولكن على شرط واحد |
| Yalnızca tek bir şart var: | Open Subtitles | هناك فقط شرط واحد |
| Bu bağışın tek Bir şartı var. | Open Subtitles | هذا التبرع له شرط واحد |
| Sizin de izlemenizi istiyorum. tek şartla. Siz Avustralyalı ödleklerde bira bulunur mu? | Open Subtitles | ممكن ان ابقى على شرط واحد هل لديكم بيرة هنا ؟ |
| tek bir koşul var: Deli gibi yazmalısınız. | TED | لكن يوجد شرط واحد: يجب أن تكتب مثل المجنون.مثل المجنون! |