Suratında sakal, ayağında sandalet, tüm parasını sokaktaki evsiz alkoliklere vermeye başladı. | Open Subtitles | إلتحى, ولبس نعلاً, شرع في وهب أمواله للمُشرّدين مُدمني الخمور في الشارع. |
Duygularından emin olmadığından söz etmeye başladı. | Open Subtitles | شرع في التحدث عن أنه ليس متأكدا بشأن علاقتنا |
Zamanını daha çok boşa geçirmeye başladı. | Open Subtitles | شرع في التغيب أكثر في ساعات العمل .. ولكن لم تكن هذه هي المشكلة |
Deney "R", denek 2, çekilmeye başladı. | Open Subtitles | وحش التجارب رقم اثنين شرع في الانسحاب |
Ve işemeye başladı. | Open Subtitles | و شرع في التبول |
Ama, David genç, zeki ve doktora derecesi istiyor, bu sebeple yapmaya girişti. (Kahkaha) Bu kimyaya sahip olarak üretilen ilk sıvı metal bataryayı yapmaya başladı. | TED | لكن ديفيد شاب ذكي و يريد الحصول على درجة الدكتوراه، و شرع في إنشاء -- (ضحك) شرع في إنشاء أول بطارية معدن سائل من هذا النوع من الكيمياء. |