"شعورًا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• his
• hissettiriyor
• hissettim
• hissettirdi
• hissettirdiği
• şey hissi

Ve ben buna maruz kaldım, pek de iyi bir his değildi.
ولقد كنت في الطرف المتلقي لهذا وليس شعورًا جيدًا.

Beynin, Bruno’nun kafasında yeni bir his yaratmasının nedeni budur.
ولهذا السبب يولد الدماغ شعورًا جديدًا في رأس برونو.

Bir film seyretmek veya eleştiri yazısı yazmak kendimiiyi hissettiriyor.
عندما أشاهد فيلم أو أكتبُ مراجعة هذا يمنحُني شعورًا جيدًا.

Başka ne insanın üzerinden yük kalkmış gibi hissettiriyor biliyor musun?
أوتعرفين ماسيكونُ شعورًا وكأنّ همًّا إنزاح أيضًا؟

Kendimi iyi hissettim. Bunu neden yaptığını anlıyorum.
كان هذا شعورًا رائعًا، أفهم لمَ تفعلينها دومًا.

Çünkü hepsini yanarken izlemek iyi hissettirdi.
لأنّ مُشاهدتهم يحترقون منحتني شعورًا جيّدًا.

Ondan kurtulmak iyi hissettirdiği için kocamı öldürdüm.
قتلتُ زوجي لأنّ التخلّص منه منحني شعورًا جيّدًا.

Her yanım karıncalanıyor ama hoş bir his. Hoşuma gidiyor.
لستُ أشعر بالرعشة تنتاب جسدي، لكنّي أشعر شعورًا جميلًا.

- Bilmiyorum, sadece içinde onun başına kötü bir şey geldiği yönünde bir his olduğunu söylemişti.
لا أعلم، قالت أنّ شعورًا غريبًا يراودها بأنّه في مشكلة.

Ama birlikteydik ve bu his yeter gibi düşündüm.
لكن كان لدينا بعضنا البعض و قد كان شعورًا كافيًا

Sakıncası yok. Beni iyi hissettiriyor.
لا أمانع هذا، الحديث عن هذا يمنّحني شعورًا جيدًا

Doğru şartlar oluştuğunda itiraf etmek bile iyi hissettiriyor.
حتّى أنّ الاعتراف يمنح شعورًا جيّدًا في ظلّ الظّروف المُناسبة.

Bir şeylerin parçası olmak iyi hissettiriyor aslında.
مثلما اعتدنا أن نفعل هذا يعطيك شعورًا جيّدًا، تعرف أن تكون جزءًا من شيء ما

Öyle sayılmaz. Aşırı yoğun acı, yalnızlık ve korku hissettim.
بل كان شعورًا كثيفًا حادًّا بالألم والوحدة والخوف.

Çünkü çok garip bir şey hissettim.
حقًّا؟ لأن شعورًا من أغرب ما يكون ساورني توًّا.

Şaşkınlıklarını ve acılarını hayal etmek iyi hissettirdi.
تخيّلُ صدمتهم وألمهم منحني شعورًا جيّدًا.

Bütün günümü aldı, ama harika hissettirdi.
استغرق ذلك اليوم كله, لكن كان هذا شعورًا جيدًا.

Beni tuttu ve bana kendimi altın gibi hissettirdi.
وأمسكتني وجعلتني أشعر شعورًا رائعًا.

Onu içimde hissetmek iyi hissettirdiği için kardeşimle sikiştim.
أُضاجع أخي لأنّ وجوده بداخلي يمنحني شعورًا جيّدًا.

İyi hissettirdiği için yaptın.
بل فعلتِها لأنّها منحتكِ شعورًا جيّدًا.

Haberinin olmadığı onca resmini görünce bu sana oldukça büyük bir şey hissi vermiştir... Olayın üstünü kapatma falan?
رؤيتك لذاك العمل الذي لم تعلمي بشأنه، لا بدَّ أن يمنحك ذلك شعورًا بخاتمة مرضية؟