| Ekvatora yakın bölgeler sıcak, çünkü daha fazla güneş ışığı var. | TED | فالمناطق الإستوائية دافئة لأنها تتعرض لأشعة شمسٍ أكثر. |
| Yağmur diner güneş açar. | Open Subtitles | فذلكَ سيحلّ جميع مشاكلك أليس كذلك ؟ و يحوّل تلكَ الغمامة إلى شمسٍ مشرقة |
| Bilmem. Sadece biraz daha güneş istiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم فقط أريد ضوء شمسٍ أكثر. |
| 10.000 güneş patlama için. | Open Subtitles | "عشرة آلاف شمسٍ تكون "مستعر أعظم إنفجار نجمي كارثي |
| Bahar günü. Pırıl pırıl güneş. | Open Subtitles | * في يومٍ عادي ، ذو شمسٍ رائعه * |
| Çok fazla güneş var. | Open Subtitles | ضربة شمسٍ على ما يبدو |
| Kafana güneş mi geçti senin Philemon? | Open Subtitles | لقد أصبتَ بضربة شمسٍ (يا (فليمون |
| Himalayalar'da vakit geçirmiş bir adamın kolaylıkla ayırt edilebilen güneş yanıklarına sahipsiniz ve eminim ki ayakkabılarınızdaki kırmızı tozlar Avustralya'dan kalma. | Open Subtitles | إن لك لفحات شمسٍ مميَّزة تكشف رجلًا قضى حينًا في جبال (الهيمالايا)، ومع ذلك أظن الذي يلطخُّ حذاءك بعضًا من التراب الأستراليّ الأحمرَ. |