| Salak kardeşim Meksika'daki balayında üşütmüş ve hastalığı tüm aileyi etkiledi. | Open Subtitles | أصيب شقيقي الغبي بنزلة برد في رحلة شهر عسله في المكسيك و قد مرّت من خلال العائلة بأكملها |
| Doğru, balayında aptal görünen bir adamım. | Open Subtitles | نعم , رجل سخيف المظهر فى شهر عسله. |
| Campbell balayından kartpostal atmış. | Open Subtitles | إنها بطاقة بريدية من كامبل في شهر عسله |
| Turk balayından geri döndü! | Open Subtitles | عاد (تورك) من شهر عسله! |
| balayındayken yapmış bu aramaları. | Open Subtitles | أجرى هذه المكالمات حينما كان في شهر عسله |
| Bir erkeği, Tahiti'ye balayına gitmekten vazgeçirip Southfork'a geri döndürmeyi nasıl başarırsın ki? | Open Subtitles | يا لها من حيلة جيدة التي قمتي بها كيف أقنعتِ رجل في نصف الطريق إلى "تاهيتي" فى شهر عسله أن يبقى في "ثوثفورك"؟ |
| balayında olan bir adamsın. | Open Subtitles | أنت مجرد رجل في شهر عسله. |
| - balayında buraya gelmiş. | Open Subtitles | إنهُ هنا في شهر عسله |
| Kim balayında yürüyüşe çıkar ki? | Open Subtitles | من الذي يذهب ليمشي في شهر عسله ! |
| - Singh şu an balayında. | Open Subtitles | لأن (سينغ) في شهر عسله |
| Onu özleyeceğim balayına gittiğinde. | Open Subtitles | -يا إلهي, سأشتاق إليه عندما يذهب في شهر عسله |
| Gloria'nın kocası balayına biraz erken başladı. | Open Subtitles | زوج (جلوريا) . بدأ شهر عسله مبكراً قليلاً |