| Sadece, sanırım bu tek başıma yapmam gereken Bir şey. | Open Subtitles | فقط، أظن أن ذلك شيءٌ ما أريد أن أفعله بنفسي |
| Dün gece Bir şey oldu ve bunu tüm gün boyunca hissettim. | Open Subtitles | لقدء حدث شيءٌ ما الليلة الماضية و قدْ شعرتُ بهذا طوال النهار |
| Dışarıda ayı ve kurtlardan daha tehlikeli Bir şey var. | Open Subtitles | هنالك شيءٌ ما أخطر من ذئب أو دب في الخارج |
| - Ancak böyle adil olur. - Bu saçmalık. - Bizim aramızda bir şeyler var. | Open Subtitles | من حقها أن تعرف ، بأن هنالك شيءٌ ما بيننا |
| Birşey onu yeniden insana dönüştürdü ve eğer ölürse bunun ne olduğunu, ya da nasıl becerdiğini asla öğrenemem. | Open Subtitles | , شيءٌ ما غيّرها , ولو ماتت لن أعرف أبداً ما هو أو كيف فعلت ذلك |
| Ölümü kovalamak ve tüm bu gölgelerde yaşamak bir şeyi bozdu bir türlü bu bağlantıyı kapatamıyordu, iletişimi koparamıyordu. | Open Subtitles | ملاحقة الاموات والعيش مع الارواح، شيءٌ ما تملكها لم تستطع التوقف، لم تستطع قطع الاتصال |
| İnsan öldürmeyi gerektiren bir gelenek bana hiç mantıklı gelmiyordu ve bu defa bu konuda Bir şey yapmam gerektiğini biliyordum. | TED | العادة التي تشجع القتل لا تعني لي شيئاً على الإطلاق و لقد عرفت أنه كان يتوجب علي فعل شيءٌ ما حيال تلك العادة هذه المرة |
| Bir şey bilgisayara aşırı yüklendi ve inişi iptal etmekle tehdit etti. | TED | فقد كان هناك شيءٌ ما يُثقل الحاسوب، مُهدداً عملية الهبوط بأكملها. |
| Arabayı sürerken aniden Bir şey çıkarsa tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | سوف يكون من الخطير أن يأتي شيءٌ ما وأنتِ تقودي السيارة |
| Özür dilerim kasabaya dönüyordum ki, birlikte Bir şey içmek ya da beyin taraması yapmak ister misin diye sorayım dedim. | Open Subtitles | تساءلتُ عما إذا تريد أن نجتمع لمشروب أو تصوير مقطعي أو شيءٌ ما |
| Bilmem. Birisi birisini gerçekten Bir şey yapmak zorunda mı? | Open Subtitles | لا أعلم، هل فعل أحد على الإطلاق شيءٌ ما من أجل أي شخص آخر؟ |
| -Oyuncuların puan girişlerinde Bir şey olabilir mi diye bakıyorum. | Open Subtitles | هناك شيءٌ ما في النتائج التي أبقت عشرات اللاعبين |
| Senin uzlaşmacı gemicilik vasıflarına güvenim sonsuz. Evet, nerede şu maymun? Bir şey vurmak istiyorum. | Open Subtitles | أثق في مهاراتك الملاحية التصالحيّة والآن أين ذلك القرد, أريد رماية شيءٌ ما |
| Güçleriyle seni incitmekten korkmasıyla alakalı Bir şey... | Open Subtitles | شيءٌ ما حول أنها خائفة من أن تؤذيك بقواها |
| Bir şey dopamin reseptörlerini harap etmiş. | Open Subtitles | شيءٌ ما يقطع طريق مستقبلات الدوبامين لديهما |
| Hemen kiralık kasasından Bir şey aldı sonra tam anlamıyla vınlayıp gitti. | Open Subtitles | قام بأخذ شيءٌ ما من صندوق الإيداعات الخاص به فقام بالفرّ من هنا |
| Ama Bir şey evde kalmamı söyledi. | Open Subtitles | لكـن شيءٌ ما أخبـرني أنّ الّازم المنـزل. |
| Bu adamda hoşlanmadığım bir şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيءٌ ما بذلك الرجل شيءٌ لم يُعجبُني. |
| İşimize yarayan Birşey çıkabilir. | Open Subtitles | ربما يكون هناك شيءٌ ما ليزودنا بخيط عن هذا الرجل |
| Ama yüzeyin altında pusuda bekleyen tümüyle şüpheli görünmeyen Bir şey var. | Open Subtitles | لكن شيءٌ ما لا يمت للسمك بصلة ينسل تحت السطح |
| bir şeyi mi kesiyorum? | Open Subtitles | هل انا أقاطع شيءٌ ما المعذرة , باصاحب السمو. |
| Tüm hastalarimda sevecegim bir sey bulmaliyim. | Open Subtitles | عليّ أن أجد في كلٍ من مرضاي شيءٌ ما أحبه |
| - Bir şeyler ters. Bölüm'e doğru gitmiş olmalıydı. Buraya gelmesi doğru değil. | Open Subtitles | شيءٌ ما ليس صحيح، يجب أن تكون فى طريقها إلي (الشعبة) وليس هُنا |