| Şükran gününden önce yapılan market alışverişlerinden daha kötü bir şey yoktur. | Open Subtitles | ليسَ هناك شيء أسوأ من التسوق للأغراض في اليوم قبل .عيد الشكر |
| Oğlanın bedbaht yüzünden daha kötü bir şey varsa o da: | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من النظر لوجه طفل عندما يقول |
| Sabah ilk iş olarak, baş düşmanınıza rastlamaktan daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من المرور بجانب عدوّ لدود أوّل شيء في الصباح |
| Yetişkin bir insan için yarım saatlik öğle tatilinden daha kötüsü yoktur. | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من استراحة غداء نصف ساعة لرجل راشد |
| Bir korku filmi delisinden daha kötüsü yoktur. | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من مهووسة بأفلام الرعب |
| Ama hayatınızın en büyük kararıyla yüzleşip bir yere varamamak kadar kötüsü yoktur. | Open Subtitles | لكن لا شيء أسوأ من مواجهة أهم قرار في حياتك بلا الوصول لنتيجة |
| Dinle, Kaynak'tan daha kötü hiçbir şey yoktur, anladın mı beni? | Open Subtitles | إسمعي ، لا يوجد شيء أسوأ من المصدر ، هل تفهميني ؟ |
| Seçimlerimizin bizim yerine yapılması kadar kötü bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من الشعور بأن خياراتنا ليست بأيدينا |
| Polisin nesnelliğini yitirmesinden daha kötü bir şey yoktur. | Open Subtitles | هناك لا شيء أسوأ من شرطي هذه قلة في الموضوعيةِ |
| Birinin evine gelip, senden para istemesinden daha kötü bir şey yok. | Open Subtitles | فليس هناك شيء أسوأ من أن يأتي شخص إلى باحة منزلك محاولا ان يأخذ بعض النقود منك |
| Boş zamanımı sarhoş, orta yaşlı, boşanmış bir kadınla geçirmekten daha kötü bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | أنا بصراحة لا أستطيع التفكير في أي شيء أسوأ من قضاء وقت فراغي مع في حالة سكر، في منتصف العمر، مطلقة. |
| Banliyölerde geçen öğlenlerden daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من الظهريات في الضواحي. |
| Diş ağrısından daha kötü bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أسوأ من وجع الأسنان |
| Bir polisin yoldan çıkmasından daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من شرطي يصير مجرما |
| Yalnız yemekten daha kötü bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من أن يأكل المرء بمفرده |
| Michael her zaman "bir hainden daha kötüsü yoktur" derdi. | Open Subtitles | إعتاد (مايكل) أن يقول دومًا: "لا شيء أسوأ من خائن." |
| Aynen. Mide virüsünden daha kötüsü yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك شيء أسوأ من علة في المعدة. |
| Seni sürekli hayal kırıklığına uğratan birini sevmek kadar kötüsü yoktur. | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من أن تغرم بشخصٍ لن يكف أبداً عن تخييب أملكَ |
| Çünkü geçmişine pişmanlıkla bakmaktan daha kötü hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | لأنه ما من شيء أسوأ من النظر إلى ماضيك بنظرة ندم. |
| Seçimlerimizin bizim yerine yapılması kadar kötü bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا شيء أسوأ من الشعور بأن خياراتنا ليست بأيدينا |