| Bence yaptığı en romantik şey Wimbleton'da maçın ortasında bana öpücük yollamasıydı. | Open Subtitles | هم يجعلني مذهولة أظن بأن أكثر شيء رومانسي فعله هو هذه مطابقة |
| -Bu koşullar altında sanırım duyduğum en romantik şey bu. | Open Subtitles | في الظروف الحالية، ذلك أكثر شيء رومانسي سمعته |
| Bu, birinin benim için yaptığı en romantik şey. | Open Subtitles | هذا أكثر شيء رومانسي قام به أي أحد لأجلي |
| Ama ofisindeyken romantik bir şeyler beklemiyordunuz. | Open Subtitles | لا نتوقع أي شيء رومانسي من تلك الليلة؟ |
| Ya da belki romantik bir şeyler? | Open Subtitles | سباق قفز , طيران او شيء رومانسي |
| Eğer kadınsanız ve bir erkek size romantik bir şey söylediyse ikinci kısmı atmış demektir. | Open Subtitles | اذا كنتٍ امرأة وقال لكٍ رجل اي شيء رومانسي قد تخطى للتو الجزء الثاني |
| Birinin bana yapmış olduğu en romantik şey bu. | Open Subtitles | هذا أكثر شيء رومانسي سبق وصنعه لي أيّ أحدٍ على الإطلاق. |
| Bu, şahit olduğum en romantik şey. | Open Subtitles | شخصياً هذا أكثر شيء رومانسي رأيته على الاطلاق |
| Bu, bana bugüne kadar olan en romantik şey. | Open Subtitles | هذا اكثر شيء رومانسي قد حدث لي من قبل |
| Birisinin benim için yaptığı en romantik şey bu. | Open Subtitles | هذا هو أول شيء رومانسي يقوله لي أي شخص |
| Gerçekten özel bir şeyler yapmalısınız romantik bir şeyler. | Open Subtitles | يجب أن تقوما بشيء خاص شيء رومانسي |
| romantik bir şeyler kesinlike olmuyor. | Open Subtitles | لا شيء رومانسي في جميع. لا، ليس تماما. |
| Max'in dans sonrası ne planladığını bilmiyorum, fakat eminim romantik bir şeyler olacaktır. | Open Subtitles | بصراحة ،لست متأكدة (مالذي خطط له (ماكس لما بعد الرقص ،لكني متأكدة أنه سيكون شيء رومانسي |
| Bunun romantik bir şey olduğunu mu sandın? | Open Subtitles | انت , هل تعتقد ان هذا كان , مثل شيء رومانسي ؟ |