| Bu beni alâkadar etmez ama gerçekten bir şey istiyorsan eğer para biriktirmekle elde etmenin en iyi yöntem olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | هذا ليس من شأني أو أي شيء ولكن لو أردت شيئاً حقاً فقد إكتشفت أن أفضل طريقة للحصول عليه هي التوفير |
| Bir şey için özür dilemem gerektiğini anladım ama ne olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا واثق بأن علي الإعتذار من شيء ولكن لا أعرف ما هو |
| Söylemek istediğim sadece bulunulan ortamın her şey olduğu değil, ama bunun neden böyle olduğu. | TED | ولكني لا أريد التحدث عن أن السياق هو كُل شيء ولكن لماذا السياق كُل شيء |
| Kötü olduğunu ve diğer şeyleri biliyorum ama bu çok inanılmazdı. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك شر وكل شيء ولكن هذا كان مدهش جداً |
| Tabii, bazı insanlar her şeyi berbat eder, bazılarıysa etmez. | Open Subtitles | بالطبع, بعض الناس سيخربون اي شيء ولكن بعضهم لن يفعل |
| Ve, endişelendikleri konu bizim güvenliğimiz olduğundan, isteklerine uymayı önermekten başka yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | و قد قررو، بان هذا القلق هو لسلامتنا ، لا يمكنني فعل اي شيء ولكن اشير إلى أن نمتثل. |
| Ben bir şey demeyecektim ama öyle düşünüyorsanız... | Open Subtitles | حسنا ، لم أكن أريد أن أقول أي شيء ولكن إلا إذا كنت تعتقد حقا هذا |
| O altınlardan başka bir şey göremiyor, duyamıyor, bilmek istemiyorsunuz. | Open Subtitles | لايمكن أن ترى لا يمكن أن تسمع أنت لا تريد أن تعرف أى شيء ولكن هذا الذهب |
| Çakal sesi ve her şey için sağ ol ama sana dedim, işler değişti. | Open Subtitles | أقدر لك العواء وكل شيء ولكن كما اخبرتك الأمور قد تغيرت |
| Kumar oynamadığını biliyorum fakat çıkıp da, yeni insanlarla tanışması iyi bir şey. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه لا يُقامر أو أي شيء ولكن من الجيد أنه بالخارج يحاول أن يُقابل أناس جدد |
| Neredeyse hiçbir şey hatırlamıyorum ama sezgilerim bizi büyük bir belanın beklediğini söylüyor. | Open Subtitles | لا أستطيع تذكّر أي شيء. ولكن أستشعر قدوم مشاكل عظيمة. |
| O adamı arayınca, üzerinde hiç bir şey bulamadı, o anda silah çıktı, ve bu adam onlarla bir aradaydı. | Open Subtitles | عندما فتشه هذا الرجل لم يجد شيء ولكن في لحظة المجرم أخرج المسدس , أنا متأكدة أن هـــذا الرجـــل متـــواطـــئ معهـــم |
| Hiçbir şey söylemek zorunda değilsiniz, fakat daha sonra mahkemede ihtiyacınız olacak bir şeyi sorgulama esnasında söylemezseniz, bu savunmanıza zarar verebilir. | Open Subtitles | لست مضطراً لقول أي شيء .. ولكن قد يسيء لدفاعك إذا لم تُشر إلى .. .. |
| Pek bir şey yok, ama kurbanın düşkünlüğünün amacı farklıymış. | Open Subtitles | لقد حصلت على شيء ولكن ما أعتقد أنها أكاذيب من وجوه لدينا مركز فيينا الدولي للعاطفة. |
| Peki, işini yarıda kesmek gibi bir şey istemiyorum, ama bu cumartesi gecesi bir işin var mı? | Open Subtitles | لا أريد أن أقاطع أي شيء ولكن هل لديك أي مخططات لليلة السبت؟ |
| Sana bir şey söylememeliyim fakat Yale'e gidiyorsun. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض ان أقول أي شيء ولكن ستذهبين الى يال. |
| Yani, onu arkadaş olarak seviyorum ama asla onunla çıkmam. | Open Subtitles | أنا أحبه كصديق وكل شيء ولكن لن أقوم بمواعدته أبداً |
| Bir şeyi bölmek istemiyorum ama sorumlu bir yetişkin olarak içeri girmek zorundayım. | Open Subtitles | لا اريد ان اقاطع اي شيء ولكن يجب ان ادخل لأكون مسؤول ناضج |
| Senin Kung Fu tutuşu yapan Sarah Connor olduğunu falan biliyorum, ama ben burada altıma işeyecek derecede korkmuş durumdayım. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك سارة كونور مع قبضة الكونغ فو و كل شيء, ولكن أنا قد اتبول في السراول من الرعب |
| Her şeyi açıklayacağım ama önce bu ufaklığın yönünü değiştirmek zorundayım. | Open Subtitles | سأشرح كل شيء ولكن أولاً يجب أن نغير هذا تغيير طفيف |