| Ah hayatım benim senin için yapabileceğim bir şey olmalı. | Open Subtitles | فتاتي العزيزة, ربما هناك شيء يمكنني أن أفعله من أجعلك. |
| O... Özür dilerim. Siz buralardayken yapabileceğim bir şey varsa... | Open Subtitles | آسف, إن كان هناك أي شيء يمكنني أن أفعله لك خلال وجودك هنا |
| Senin için yapabileceğim bir şey olsaydı. | Open Subtitles | أتمنى و كان هناك أي شيء يمكنني أن أفعله لك |
| Evet, elbette. Eğer yapabileceğim bir şey olursa, | Open Subtitles | بالتأكيد ، إذا كان هناك أي شيء يمكنني أن أفعله |
| Bunun hakkında yapabileceğim bir şey yok. Geriye bakamam. | Open Subtitles | لا شيء يمكنني أن أفعله بشأن هذا أنالاأنظرللخلف. |
| Acaba sizin için yapabileceğim bir şey, ihtiyacınız olan, yani herşeyi yaparım- | Open Subtitles | وإذا كان هناك أي شيء يمكنني أن أفعله أي شيء تحتاجة .. أعني |
| Kocamı özlüyorum Olivia ve onu geri getirmek için yapabileceğim bir şey olsa hiç düşünmeden yapardım. | Open Subtitles | أشتاق لزوجي أوليفيا، وإن كان هناك أي شيء يمكنني أن أفعله لكي يعود، سأفعله في ثانية. |
| Git. yapabileceğim bir şey varsa bana haber ver. | Open Subtitles | إذهب، أعلمني إن كان هناك أي شيء يمكنني أن أفعله. |
| Ben bebek emziremem. Çalışmak yapabileceğim bir şey. | Open Subtitles | لا يمكنني إرضاع الطفل العمل هو شيء يمكنني أن أفعله |
| Senin için yapabileceğim bir şey varsa. | Open Subtitles | لو هناك أي شيء يمكنني أن أفعله لكِ |
| yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء يمكنني أن أفعله |
| Ama onları geri getirmek için yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لكن لا شيء يمكنني أن أفعله لأعيدهم |
| yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | أثمّة شيء يمكنني أن أفعله ؟ |