| Hapsolduğumda tek bir nazik söz için hayatımı verebilecekken, sen uzak durdun. | Open Subtitles | عندما كنت أسترجي حياتي بكلمة رحمة واحدة لم تفعل شيئا لقد إبتعدت |
| Bana bir şey vermen gerekmez. Zaten çok şey verdin. | Open Subtitles | ليس عليك أن تعطيني شيئا لقد أعطيتني الكثير سلفا |
| İspat etmeme gerek yok. Ben bir idam için buradayım. | Open Subtitles | لا يتوجب علي ان اثبت شيئا لقد اتيت هنا من اجل الأعدام |
| Bilmenizi istediğim bir şey o gençlerden yalan makinesine girmelerini istediğim. | Open Subtitles | اريدكم ان تعلموا شيئا لقد طلبنا من اولائك الشباب اخذ اختبار كاشف الكذب |
| Mantıklı değil. Daha yeni bir tam tarama yaptık. | Open Subtitles | لا يعنى هذا شيئا لقد أجرينا للتو فحصا شاملا |
| Ünlü olmak nasıl bir şey? Telefon kayıtları hiçbir şey kanıtlamaz. | Open Subtitles | سجل تلك المكالمات لا يثبت شيئا لقد انتهينا هنا |
| Ben hiçbir şey yapmadım. bir gece eve geç geldim. | Open Subtitles | أنا لم أفعل شيئا لقد عدت متأخرا لليلة واحدة |
| Efendim, bir şey buldum. | Open Subtitles | سيدي,لقد وجدت شيئا.لقد أخذت قياسات الطول و الوزن |
| Annenle tanıştığımda hiç bir şeyim yoktu. Hiç kimseydim. | Open Subtitles | عندما التقيت أمك ، لم يكن بيدي شيئا لقد كنت لا أحد |
| Ama mühim bir şey değildi. Annemde de olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | لكن هذا لم يكن شيئا لقد أخبرتك,أمي مصابة به |
| Zira sana bir şey söyleyeyim; | Open Subtitles | لأنه, دعني اقول لك شيئا لقد كان غريبا فحسب |
| Biliyor musun, bir sürü şey çaldım ama sırf benim olsun diye neredeyse hiç çalmadım. | Open Subtitles | أتعلم شيئا لقد سرقت الكثير من الأشياء لكني لم آخذ أبدا شيئا لمجرد الإحتفاض به |
| - Lütfen bir şey bulduğunu söyle. | Open Subtitles | ارجوك اخبرني انك وجدت شيئا لقد وجدت العديد من |
| bir şey vermem gerek. O kadar yol geldin. | Open Subtitles | يجب أن اعطيك شيئا لقد قدت طوال الطريق لذا .. |
| Daha önce hiç yüksek sesle söylemediğim bir şeyi sana söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | علينا جميعا أن مثل هذه الأفكار. هل يمكنني أن أقول لك شيئا لقد لم يتحدث بصوت عال من قبل؟ |
| Tam burada bir şey buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت شيئا لقد وجدت شيئا هنا |
| Sana bir şey söyleyeceğim. Bu Tall Oaks North tipleri beni yeterince yordu. | Open Subtitles | سأخبرك شيئا لقد مللت من هذا الأمر |
| Jim, sakın. Gerçekten, sakın! Kıçında bir sandalye var. | Open Subtitles | لا تقل شيئا لقد علق الكرسي بمأخرتك |
| - Çünkü senin için yeni bir elbise aldım. | Open Subtitles | هذا لأني - أحضرت لك شيئا لقد أشتريت لك ثوباً جديداً |
| Bunun hiç bir anlamı yok deme sakın. Ne gördüğümü biliyorum ben. | Open Subtitles | -لا تقولي لي أنك لم تفعلي شيئا لقد رأيت و فهمت |