| Sonra, kendimi savunayım derken bir şey yapabilirim... ki bu da hiç hoşuna gitmez. | Open Subtitles | وللدفاع عن النفس يمكنني أن أفعل بك شيئا شيئا لن تحبه ، وفى هذا المكان |
| Hem mektubu zorla yazdıysa mesaj, katilin anlamayacağı bir şey olurdu. | Open Subtitles | بالإضافة لو أنّه كتب الملاحظة تحت الإكراه، فالرسالة ستكون شيئا لن يلاحظه القاتل. |
| Aynı odada kalsanız bile, bir şey olmayacak tarzda bir ilişki mi? | Open Subtitles | حتى لو تشاركتما نفس الغرفة، هل العلاقة وكأن شيئا لن يحدث؟ |
| Ama sana bir şey olmayacağı konusunda bana söz vermelisin. | Open Subtitles | لكنك ستعدنى أن شيئا لن يحدث لك ، صحيح؟ |
| Çılgınca, delice, hiç unutamayacağın bir şey yapmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريدى فعل شئ شرس شيئا مجنون ... شيئا لن تنسيه ابدا |
| Ve bana dönüp asla unutmayacağım bir şey söyledi. | Open Subtitles | فإستدار و قال لى شيئا لن أنساه أبدا |
| Buradan ayrılmamıza izin vermeyecek bir şey. | Open Subtitles | شيئا لن يتركنا نغادر |
| Ona hiç bir şey söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقول شيئا لن أجادلكِ |
| Bu senin anlamayacağın bir şey. | Open Subtitles | هناك شيئا لن تفهمه |
| Sense hiç unutamayacağım bir şey söylemiştin. | Open Subtitles | ثم قلت شيئا لن أستطيع نسيانه |
| Kendinizle ilgili, bilmediğiniz bir şey vardır. | Open Subtitles | أنت لا تعرفه شيئا لن تنكره |
| Sana bir şey göstereceğim, inanamayacaksın. | Open Subtitles | اريد ان اريكِ شيئا لن تصدقيه |