| Benim dostum, bizim dostumuz. Güzel. | Open Subtitles | صديق لي, صديق لنا, جيد |
| "Benim dostum" "bizim dostumuz" | Open Subtitles | "أجل, "صديق لي " ,"صديق لنا |
| bizim dostumuz. Seninle konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | {\pos(100,270)} إنه صديق لنا.. |
| - Beni dinleyin. Ben sizin arkadaşınızım. - Sen bizim arkadaşımız değilsin! | Open Subtitles | استمعوا لي , انا صديقكم أنت لست صديق لنا |
| Ama tanıman gerekirdi. O bizim arkadaşımız. | Open Subtitles | حسناً، عليك أن تعرفه، إنه صديق لنا. |
| - Tamam, harika. Şey, senden bu züppeyle bizim bir arkadaşımızı tanıştırmanı istiyoruz | Open Subtitles | حسنًا، نريدك أن تقدم ذلك الرجل إلى صديق لنا. |
| Belki bizim arkadaşımızdı ve senin biraz saygı göstermen gerekiyor. | Open Subtitles | وربما هو كان صديق لنا وأنت تحتاج إلى عرض قليل من الأحترام |
| Evet, biliyoruz. bir arkadaşımız o evi satın aldı. | Open Subtitles | أجل , نعلم هذا , صديق لنا اشترى هذا المنزل للتو |
| Bak, bir arkadaşımızın başı belada, buradan çıkamazsak, O'nu bulamayız. | Open Subtitles | اسمع، صديق لنا في ورطة و ما لم نخرج من هنا، فلن نجده |
| Frank'in dostları bizim de dostumuzdur. | Open Subtitles | وأيّ صديق لفرانك ألصغير صديق لنا. |
| O bizim dostumuz. | Open Subtitles | أنه صديق لنا. |
| Ajan Hanna bizim dostumuz. | Open Subtitles | العميل (هانا) صديق لنا. |
| Onun yerine eğer, "bu bizim arkadaşımız " deseydim bu, senin hayatı garantiye alınmış çocuk olduğun anlamına gelirdi. | Open Subtitles | أما إذا قلت صديق لنا فهذا يعني أنك عضو |
| Bay Trafficante, bu Lefty, bizim arkadaşımız. | Open Subtitles | سيد ترافيلكانت هذا ليفتي صديق لنا. |
| " Benim arkadaşım." " bizim arkadaşımız." | Open Subtitles | صديق لي. صديق لنا. |
| Geçen yaz buraya taşınan arkadaşımızı görmeye geldik. | Open Subtitles | نحن هنا فقط لزيارة صديق لنا انتقل إلى هنا الصيف الماضي |
| Kevin arkadaşımızdı. Kimseye zararı olmayan iyi bir insandı. | Open Subtitles | (كيفين) كان صديق لنا كان رجل جيد ولم يكن ليؤذى اية أحد |
| Güney Amerika'da daha önce tırmanan bir arkadaşımız dağın bu yüzünü 70'lerin ortasında görmüştü. | Open Subtitles | كان صديق لنا قد قام بعدد مذهل من التسلق في جنوب أفريقيا قد رأى هذا الوجه في السبعينيات |
| İngiltere, Newcastle'da bir arkadaşımızın kızıydı. | Open Subtitles | أنها أبنة صديق لنا في نيوكاسل, أنكلترا. |
| Steve Biko'nun dostu bizim de dostumuzdur. | Open Subtitles | صديق ستيف بيكو هو صديق لنا |