Nigel'a iyi bir dost olamadım ama Rachel'a iyi bir arkadaş olabilecekken olmadım. | Open Subtitles | لم يكن بقدوري أن أكون صديقا ً وفيا ً لنجيل و لكن ليس بامكاني بأن لا أكون صديق وفي لرايتشل و لم أكن |
- Hayır. Ama seni beklemediğine göre yeterince iyi bir arkadaş değilmiş. | Open Subtitles | لكنه لم يكن صديق وفي بما يكفي حتي ينتظرك |
Köpeklerin insanın gerçek dostu olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | و لا يعرف أن الكلاب صديق وفي للإنسان |
Köpeklerin insanın gerçek dostu olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | و لا يعرف أن الكلاب صديق وفي للإنسان |
Her zaman yanımda oldun dostum. Çok iyi bir dostsun sen. | Open Subtitles | أقصد أنك دائماً ما كنت إلى جانبي أنت صديق وفي |
İyi bir dostsun. | Open Subtitles | فأنت صديق وفي |
Yakışıklısın ve iyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | اقصد، انت وسيم وانت ايضاً صديق وفي |
Gerçek bir arkadaş gibi olmana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أود مِنك أن تكون صديق وفي وحسب |
Güvenilir bir arkadaş sadık bir yoldaş gibiydi. | Open Subtitles | وكأنه صديق وفي أو زميل مخلص |
İyi bir arkadaş o. | Open Subtitles | إنه صديق وفي |
Mükemmel bir arkadaş. | Open Subtitles | صديق وفي. |
Çok iyi bir dostsun. | Open Subtitles | أنت صديق وفي |
Merlin ne yapmaya çalıştığını biliyorum ve sana minnettarım, sen gerçek bir arkadaşsın. | Open Subtitles | ميرلين)، أعلم ما تحاول فعله) زأقدر لك أنك صديق وفي |
Sen iyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | أنت صديق وفي. |