| Sonsuza kadar 10 yaşında olabilir, ve o çok genç. | Open Subtitles | وسيكون في الـ 10 للأبد وهذا سن صغير للغاية |
| Belki de asıl sorunumuz çok genç evlenmemizdir. | Open Subtitles | لربما مشكلتنا الوحيدة أننا تزوجنا في سن صغير للغاية. |
| çok genç ve çok gelişmiş. | Open Subtitles | انه صغير للغاية انهم يتقدمون بسرعة كبيرة في هذه الايام |
| Bazen kendimizi çok ufak hissediyorum. | Open Subtitles | أحيانا أشعر أنني صغير للغاية... |
| Ballbot sisteminden dolayı, çok küçük bir ayakizine sahip ve hareket ettirmesi de kolay. | TED | بسبب نظام البالبوت، لديه موطئ قدم صغير للغاية ومن السهل كذلك التنقل به. |
| Burası bir yunus için çok küçük. Onlar burada değil. | Open Subtitles | هذا المكان صغير للغاية على الدلافين لا ينتمون للمكان |
| Bunun davana en ufak, bir gıdım, zerre kadar bile faydası olmadı. | Open Subtitles | لن يساعد قضيتك ابداً ولو بشيءٍ قليل شيء واحد صغير للغاية |
| Sanırım, bu benim için çok genç, ...ama sanırım mükemmel zevkin var. | Open Subtitles | أظن إنه صغير للغاية عليّ، لكنني أظن لديكِ ذوق رائع. |
| - İnme indi. İnme için çok genç daha. | Open Subtitles | إنه صغير للغاية على الإصابة بسكتة دماغية |
| Oğlum benim mallarımı dağıtmak için daha çok genç. | Open Subtitles | ابني صغير للغاية على التخلص من ممتلكاتي، أنا لم أمت حتى الآن! |
| Huzur evi de çok genç olduğunu. | Open Subtitles | ودار العجزة تقول بأنّه صغير للغاية. |
| Biz gerçekten, bu denli sorumluluk gerektiren bir iş için hala onun çok genç... | Open Subtitles | نحن نظن إنه صغير للغاية ليؤتمن علىهكذامسؤولية... |
| Çok kibar ve çok genç. | Open Subtitles | لطيف و صغير للغاية |
| Kafatasınıza çok, çok ufak bir delik açıp sonra da bilgisayar yardımıyla kamerayı beyninizin içine doğru yönlendirecek. | Open Subtitles | الطبيب (شيبارد) سيجري بما يعرف بحج القحف الكعكي , سيقوم بثقب ثقب صغير للغاية |
| Baksana şuna, çok ufak. | Open Subtitles | أنظر لهذا إنه صغير للغاية |
| Daha çok ufak. | Open Subtitles | إنه صغير للغاية |
| Çok büyük bir tabelası olan küçük bir dükkan adına benziyor. | Open Subtitles | هذا الإسم يشبه متجر صغير للغاية بلافتة عريضة جداً |
| Tanenin üstünde benden yardım isteyen küçük bir insan var. | Open Subtitles | هنالك شخص صغير للغاية على ذرة الغبار هذه و يحتاج إلى مساعدتي |
| Tanenin üstünde benden yardım isteyen küçük bir insan var. | Open Subtitles | هنالك شخص صغير للغاية على ذرة الغبار هذه و يحتاج إلى مساعدتي |
| Ve dünya, doğumda hayatta kalmak için çok küçük ve uygun olmayan bu nedenle ölmeden önce hızlı bir şekilde bir eş bulmak zorunda olan erkek fener balığı gibi yaratıklarla dolu. | TED | والعالم مليء بمخلوقات مثل ذكر السمك الصياد، وهو صغير للغاية ويصعب بقاؤه على قيد الحياة أثناء الولادة بحيث أنه عليه أن يجد شريكا بسرعة قبل أن يموت. |
| Ama o kadar saldırgan biri için çok küçük. | Open Subtitles | إنها مشاكسه بالنسبة لشخص صغير للغاية. |
| Nadir bulunur bir şey için çok küçük bir meblağ. | Open Subtitles | إنه مبلغ صغير للغاية |
| Harikasınız. Çok başarılısınız, ama ufak bir şey var. Vurgu, "öldürmek" sözcüğü değil. | Open Subtitles | . أنت رائع ، بديع لكن هناك شيء صغير للغاية . "لا تلفظ الكلمة "كيل |