| Bu bir insan virüsü ve buraları da av sahaları. | Open Subtitles | هذا الرجل عبارة عن فيروس بشري، و هذه مناطق صيده. |
| Rick'in hemen hemen her eşyasında parmak izlerimi bulursunuz av tüfekleri hariç olabilir. | Open Subtitles | وسوف تجد بصماتي على أي شئ يخص ريك باستثناء بنادق صيده |
| Kaplan aceleyle avını rakiplerinin göremeyeceği yere sürüklüyor. | Open Subtitles | سرعان ما سحب البَبر صيده بعيدًا عن أنظار منافسيه |
| Ve oda avını zeminde aramalı. | Open Subtitles | ولابد أنه مكان صيده أيضاً. |
| Bu onun ilkel doğasını tatmin eder, ormanın içinde uzun adımlarla yürümek, avı yakalayıp öldürmek. | Open Subtitles | إنهيُشبعطبيعتهالبدائية، يتحرك في الغابة و يلتقط صيده |
| Kim derdi ki Hamza, o şarap içen, tek başına aslan avına çıkan Hamza... | Open Subtitles | من كان يتخيل أن حمزه , حمزه قبل الجميع , مع شربه للخمر , و صيده للأسود |
| Buradan avlandığı ve cesetleri attığı yerlere çabuk ulaşabiliyor. | Open Subtitles | ذلك يمنحه دخولا سهلا لأماكن صيده و أماكن التخلص |
| Kendi av köpekleri tarafından paramparça edilmiş. | Open Subtitles | وقد تم تمزيقه إرباً بواسطة كلاب صيده. |
| Burası onun av bölgesi. | Open Subtitles | هذه هي بلاد صيده |
| Şeytan efendimiz seni av olarak alacak. | Open Subtitles | بيلزباب يأمل أن تشاركه صيده. |
| av köpekleri. | Open Subtitles | اوه, كلاب صيده |
| Hanımefendi, Sir William'ın avı sevdiğini söylüyor. | Open Subtitles | حضرة اللايدى تقول أن السير (ويليام) يحب حفلات صيده |
| Yine bir avı kaçırdık. | Open Subtitles | حسنا لقد فقدنا كل ما تم صيده |
| Afrika'nın tepe noktasında, tüm avlanma stratejisini olağandışı evine ve avına uyduran bir yırtıcı var. | Open Subtitles | في أعالي "أفريقيا" كيّف مفترسٌ خطّة صيده بالكامل لتلائم موطنه و فريسته الاستثنائيّين |
| Gökyüzü durumunu korudu. Ve Chinook avına başka yerde devam etti. | Open Subtitles | صمدت (سكاي) أمامه بنجاح و(شينوك) واصل صيده في مكان آخر |
| avlandığı yeri bulmak istiyorum da. | Open Subtitles | . بالتأكيد أُريد معرفة مكان صيده |
| Ya da sadece avlandığı bölge olabilir. Bilemiyorum. | Open Subtitles | او قد تكون منطقة صيده |