| Astronomlar uzun zamandır evrenin muazzam genişliğinde, Küçücük yerimizi anlamaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | لطالما حاول رواد الفضاء فهم مكاننا كركن ضئيل في الكون الفسيح |
| Büyük camgözlerin genetiğini incelediklerinde, çeşitliliğin çok düşük olduğunu görmüşler. | TED | عندما تفحصوا جينات أسماك القرش المًتشمسة اكتشفوا ان التنوع الجيني ضئيل بشكل لا يصدق |
| espresso, Scotts, Turf Builder ve az, azıcık miktarda kokainden oluşuyor. | Open Subtitles | الإسبريسو .. الخمر باني العشب ومقدار ضئيل ضئيل جداً من الكوكايين |
| Bardağı taşıran damla minik bir ezik, ufak bir çatlak | Open Subtitles | # القشه التى ستكسر ظهر البعير انبعاج ضئيل, أوصدع صغير |
| Kimsenin, sana zayıf veya küçük olduğunu söylemesine isin verme. | Open Subtitles | لا تسمح لاحد ان يقول لك انك ضئيل او لاعب درجة الثانية أو أقل |
| Eh, buada, depolama dolabı içinde, küçük, önemsiz görünümlü bir örnek var. | Open Subtitles | حسناً، هناك شئُُ واحد صغير ضئيل الحجم في قبو التخزين بالأسفل هنا |
| Hubble Ultra Derin Alanı, uzayın çok ufak bir kısmı. | TED | مجال هابل فائق العمق، وهو جزئ ضئيل جداً من السماء. |
| küçük bir cüce olmak zor olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون ذلك قاسياً أن تكون ضئيل صغير |
| Şey, belki birazcık. | Open Subtitles | ربما كنت تفعل ذلك , لكن بمقدار ضئيل جداً |
| Çoğu Kuzey Koreli ailelerinden ayrılmışlardı ve yeni bir ülkeye vardıklarında hayatlarına parasız ya da çok az parayla başlayacaklar. | TED | العديد من الكوريين الشماليين قد إفترقوا عن عائلاتهم، وحين يصلون إلى دولة جديدة، يبدأون بمبلغ ضئيل أو دون مال إطلاقاً. |
| Bana hediye edilen küçük altın bir yüzük için dövüşmüştük. | Open Subtitles | تعاركنا من أجل خاتم ذهبى ضئيل الذى كان هدية لى. |
| Küçücük haliyle ne çok yük taşıyor. | Open Subtitles | أوه, يا له من حِمل ثقيل، و هو ضئيل جداً. |
| Olayı açıklığa kavuşturmak için, onun senin kızın olabileceğine dair Küçücük, minicik bir olasılık var mı? | Open Subtitles | حسناً ، لكن على سبيل الجدال هل ثمة إحتمال ولو ضئيل أن تكون تلك الفتاة ابنتك ؟ |
| Bizim gibi adamlar nasıl olur da güneş gibi Küçücük bir şey için endişelenirler? | Open Subtitles | كيف لعظماء مثلنا أن يقلقوا من شيء ضئيل كالشمس |
| Kasların çoğu gövdededir. Bu iyi bir fikirdir çünkü böylece bacakların ataleti düşük olur ve hızlıca hareket edebilir. | TED | توجد معظم العضلات في الجسم، وهذه فكرة جيدة، لأن الأطراف لها قصور ذاتي ضئيل ويمكن أن تتحرك بسرعة كبيرة جدا. |
| Şu düşük bütçeli özgün filmlerden ama kimin umurunda? | Open Subtitles | سيكون فيلما ضئيل الميزانية ولكن من يكترث ؟ |
| Bence bunun kazanılması güç bir savaş olduğunun farkında iyileşme şansı çok düşük | Open Subtitles | أظنه مدرك جداَ بأنه سيكون في مهمة شاقة بأمل ضئيل للشفاء |
| Yoksa belki de azıcık, ufacık bir zevk aldın mı? | Open Subtitles | أم أنّك ربّما حظيت بقدر ضئيل جدًّا من المتعة؟ |
| Güvenli evdeki telefonda çok minik kesilmeler kredi kartı onaylanmasında ufak gecikmeler ya da üstünüzle konuşurken neredeyse farkedilmeyecek ufak esler. | Open Subtitles | إتّصال مُفاجئ على هاتف منزلك الآمن، تأخير بسيط في ترخيصك لإستخدام بطاقاتك الإئتمانيّة، أو توقف ضئيل تقريباً في المُحادثات مع مسؤولك. |
| Herkes senin kadar minik ve zayıf kalamıyor. | Open Subtitles | لا يمكن للجميع البقاء بجسد ضئيل ونحيف مثلك |
| Yani, eğer saklayacak bir şeyin varsa, ne kadar önemsiz olursa olsun, her zaman bırakabilirsin. | Open Subtitles | لذا أذا كان لديك شيء ما لتخفيه مهما كان ضئيل يمكنك دائماً قوله |
| Mezarın çok büyük bir hazine barındırdığını, bunun ise sadece ufak bir parçası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال أن المقبرة تحتوى على كنز ضخم وهذه جزء ضئيل منه. |
| Tamam, ne koca bir dev ne de cüce. | Open Subtitles | حسنا ، اذا هو ليس بشخص ضخم أو ضئيل |
| Elime birazcık mutluluk geçince... onu benden almana izin veremezdim. | Open Subtitles | وعندما حصلت على قدر ضئيل من السعادة لن اسمح لك بأخذ ذلك مني |
| Çok az zaman vardı ve başka bir yolu yok görünüyordu. | Open Subtitles | كان هناك وقت ضئيل جدا,و,حسنا بدا أنه ليس هناك طرية أخرى |
| Sizi seçmemin tek nedeni bundan 100 sene sonra hayatlarınız kayıt edilmiş zaman çizgisini asgari düzeyde değiştirmesi. | Open Subtitles | اخترتكم لأنه بعد مئة سنة، فدوركم ضئيل جداً في الخط الزمني المسجل |
| Eğer ufacık bile olsa bir olasıIık varsa ve bu hayvan yaşıyorsa cevabın nerede olduğunu ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | إن كان هناك احتمال ضئيل بأن هذا الحيوان مازال موجوداً فكلانا يعلم أن هناك مكاناً واحداً للعثور على الإجابة |