| Kızın yaptığı müzik her şeyi, inanılmaz bir ışık gösterisine çevirdi. | Open Subtitles | الموسيقى التي كانت تعزفها لقد حولت كل شيء لعرض ضوئي مذهل |
| Sabah, güneş ışığı aşağı parlayacak ilk büyüteç camında, shot bardağının altında bir ışık demeti odaklanması olur. | TED | في الصباح, ستشرق الشمس وتنعكس على أول عدسة مكبّرة, لتسليط شعاع ضوئي أسفل الكأس الزجاجية. |
| Benim de sana ihtiyacım var, parlayan ışığım. | Open Subtitles | وأنا أحتاج إليك يا ضوئي الصغير من وميض النجوم |
| Şey... ışın kılıcıyla yapılan pazarlık. | Open Subtitles | حسناً ، مفاوضات بواسطة سيف ضوئي |
| Ve gözlerimiz gibi işlemeyen küçük bir göz beneği sayesinde ışığı algılıyor. | TED | يقوم بذلك باستخدام مجس ضوئي يعمل بصورة مختلفة عن عين الانسان |
| Korkusuzluğuyla ve dünyaya açılıp ruh ışığımı bulmamda bana ilham verdi. | Open Subtitles | لقد ألهمني لأكون جسورا و لأخرج للعالم و أجد ضوئي الداخلي |
| En sonunda, 3 boyutlu bir yüzey tarayıcı kullandık. | TED | في نهاية المطاف، استخدمنا ماسحا ضوئي ثلاثي الأبعاد. |
| Üçüncü bileşeni ise rezervuarın altında bulunan dijital ışık yansıtma sistemi, morötesi bölgede ışıkla aydınlanıyor. | TED | أما المكون الثالث فهو نظام اسقاط ضوئي رقمي تحت الخزان، يتوهج بضوء فوق بنفسجي. |
| O kadar büyük bir moleküldür ki, bir ışık mikroskobuyla bile görebiliriz. | TED | إنها مجرد جزيء كبير يمكننا رؤيته على مايكروسكوب ضوئي. |
| Günümüzde, tek bir optik kıl birçok ışık dalgaboyunu taşımaktadır, hepsi farklı bir veri kanalıdır. | TED | اليوم، ليف ضوئي واحد يحمل العديد من موجات الضوء، كل منها تشكل قناة مختلفة من البيانات. |
| İşte bu görüntü, Viktorya ve Albert Müzesinde sergileyeceğim. aslında arabaya bağlı bir ışık kutusu olarak. | TED | لكي اخرج بهذه الصورة .. والتي سوف تعرض في متحف فيكتوريا وألبرت ستعرض كصندوق ضوئي .. وهو متصل الى السيارة |
| Oradaydık. Bir ışık parıltısı ve ortadan yokoldu. | Open Subtitles | كنا نقف هناك , وكان هناك وميض ضوئي مبهر ثم إختفت جميعها |
| Bana ne yaptıysa kıvılcımı hissedemiyorum, ışığım sönüyor. | Open Subtitles | .. أجل, مهما كان ما فعلته بي بإمكاني الشعور بتلاشي قوتي و ضوئي |
| Bu benim yeni hayali uyarı ışığım. | Open Subtitles | هذا ضوئي التحذيري الخيالي الجديد |
| Istavroz ışığım olsun. Şirret rehberim olmasın. | Open Subtitles | "إسمح للصليب ان يكون ضوئي" "إسمح للتنّين ان يرشدني" |
| Bir Jedi ışın kılcının yapımını görmek, bu... | Open Subtitles | لان ترى بناء سيف ضوئي للجاداي هذا |
| Öldürülmemiş klonlar tarafından, bu Padawan. öldürülmüş, ışın kılıcı tarafından. | Open Subtitles | لم يقتلوا بفعل قوات المستنسخين هذا الـ(بادوان) قتل بفعل سيف ضوئي |
| Çilenin rüzgarlarının ışığımı söndürdüğü gibi, cennet beni kollarını açmış olarak karşılıyor. | Open Subtitles | كما أطفئت رياح المعاناة ضوئي أيتها الجنة رحّبي فيني بحضنها المفتوح |
| Bu yüzden 1980lerden, herkesin fotoğrafı filme çektiği günlerde tasarlanmış bir tamburlu tarayıcı kullanmak zorunda kaldım. | TED | استخدم طبل ماسح ضوئي من عام 1980 والذي تم تصنيعه .. في وقت كان الجميع فيه يصورون الصور |
| - Buna bir fotostim neden olmuş olmalı. | Open Subtitles | هذا لابد وأن يتم عن طريق "محفز ضوئي". |
| Bütün sahnenin tamamen üç boyutlu bir taraması gibiydi. | TED | الأمر كان بمثابة مسح ضوئي ثلاثي الأبعاد كامل لمشهد كامل. |
| # Işığımın parladığını görüyorum Parladığını # | Open Subtitles | # وأرى ضوئي يأتي مشرقاً يأتي مشرقاً # |
| Daha çok fotosentez sağlamak istediğimizde daha şeffaf kanallar yaptık. | TED | إذا ما احتجنا إلى بناء ضوئي أكثر، فسوف نصمم قنوات أكثر شفافية. |
| Çözünürlükte böyle bir adım atmak yeni bir tarama teknolojisi gerektirmektedir. | TED | لهذا النوع من الدقة المتناهية ستتطلّب بشكل ضروري تقنية مسح ضوئي جديدة. |