| Bu görevi almak için bir servet harcadım. Ödüllerden vazgeçmeyeceğim. | Open Subtitles | ضيعت ثروة للحصول على هذا المنصب ، ولن اتوقف عن عرض المكافآت. |
| Baba, borsada 700000 kaybettim. | Open Subtitles | ضيعت الـ700 ألف روبية التي بحوزتك في سوق الأسهم |
| Ama, eee, bak yanlış bir fikre kapılma buraya sokulup, bu kıça dokunmakla ilgili, çünkü bu hoş kızla bütün şansını kaybettin. | Open Subtitles | بس اوى تفكر انك تيجيلي وانا نايمه 'وانت ضيعت فرصة عمرك معايا. |
| İğrenç bir müzikal için seçmelere katılarak antrenmanı kaçırdın. | Open Subtitles | لقد ضيعت وقت فراغك من أجل برنامج موسيقي تافه |
| - Kahrolasıca. Yazık oldu. - Günü kasten boşa geçirttin. | Open Subtitles | ـ اللعنة، أنها مشكلة ـ أنّك ضيعت اليوم عن قصد |
| Hayatımın 25 yılını boşa harcadın, niçin? | Open Subtitles | لقد ضيعت 25 عاماً من عمرى و ماذا أستفدت؟ |
| Ona bana ayarladığı kadının vakit kaybı olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبره أن المرأة التي رتب لقاءها بي ضيعت وقتي |
| Bir çok ders kaçırdım... ve onları kendi başıma telafi etmem mümkün değil. | Open Subtitles | وانا في الواقع ذكية فقط ضيعت الكثير من الحصص ولا استطيع اللحاق بالمنهج بنفسي |
| İşimde iyi olmak için o kadar zaman harcadım ki ona ayıracak vaktim hiç olmadı. | Open Subtitles | ضيعت الكثير من الوقت أحاول الإلتِزام بعملي لم يكن عِنْدي وقتاً لها |
| Şuna bak Bunu üzerinde çok zaman harcadım. | Open Subtitles | انظر الى هذه لقد ضيعت الكثير من الوقت عليها |
| Ama ne yazık ki bugün için verdiğin süreyi akıntıya kürek çekerek harcadım. | Open Subtitles | لكن للأسف، ضيعت كل وقتي اليوم بضرب رأسي بالحائط |
| Geçen gün otel odandayken sanırım saç tokamı kaybettim. | Open Subtitles | حين كنت في غرفة فندقك ذلك اليوم أظنني ضيعت مشبك الشعر |
| Zamanın izini kaybettim, banyomun köpürmesi çok zaman aldı. | Open Subtitles | ؟ لقثد ضيعت كثيرا من الوقت , استغرق الأمر إلى الأبد من حمامي إلى رغوتي |
| - Çantamı trende kaybettim. O yüzden... - Şey... | Open Subtitles | لقد ضيعت حقيبة ثيابي في القطار، وهذا هو الثوب الوحيد الذي بحوزتي. |
| Kurbağa'yı o kargaşada mı kaybettin yoksa? | Open Subtitles | هل حدث ذلك عندما ضيعت ضفدعك خلال كل تلك الفوضى؟ |
| İki adam kaybettin ve üçüncüsünü için yardım mı istiyorsun? | Open Subtitles | ضيعت فرصتين وتريد مني مساعدتك لتضييع الثالثة؟ |
| 2 milyon doları avucundan kaçırdın. Aptal! | Open Subtitles | لقد ضيعت مليوني دولار من يديك وضيعتنا |
| Benim ve iki polis memurunun zamanını boşa harcadınız. | Open Subtitles | أنت ضيعت وقتي وووقت إثنين من ضباط الشرطة |
| Ve onları boşa harcadın. | Open Subtitles | لكنت أصبحت محظوظ جداً وأنت ضيعت عشرة منهم |
| 8 top kaybı? | Open Subtitles | ضيعت الكرة 8 مرات ؟ |
| Rachel'ın hayatındaki ilkleri kaçırdım. | Open Subtitles | لقد ضيعت الكثير من الأشياء الأولى في حياة رايتشل |
| İlk girişimimizi mahvettin. İlk girişim çok önemlidir Mike. | Open Subtitles | لقد ضيعت محاولتنا الاولى المحاولة الأولى مهمة جدًا |
| Tanrım, yirmili yaşlarımın hepsini, otuzlarımın da bir kısmını heba ettim. | Open Subtitles | يا إلهي, ضيعت كل سنواتي في العشرينات وجزء من الثلاثينات فيها |
| Bütün sabahımı senin zaten konuştuğun bir kızı aramakla geçirdim. | Open Subtitles | لقد ضيعت صباحي بأكمله أبحث عن فتاة قد تحدثت أنت لها مسبقً |
| ...okumayı yazmayı öğretebilirsiniz fakat sonunda evlenmediyseniz "Vaktimi seninle harcadığıma inanamıyorum." derler. | Open Subtitles | لو أنتهى الأمر ولم تتزوجها ستقول لا أصدق أنني ضيعت وقتي معك |
| Kusura bakma ama sende kalsın. Zamanımı boşa harcamışım. | Open Subtitles | آسف، لكنّك من يجب أن يحتفظ بها، ضيعت عليها وقتي |
| Onu boş ver de, asıl zamanımı boşa harcadığın için için sana vereceğim cezayı düşün. | Open Subtitles | عليك أن تقلق مما سأفعله بك لأنك ضيعت وقتي |
| Değerli insanlarla, gereksiz şeyler uğruna boşuna harcadığım zaman için pişmanım. | TED | و ندمت على الوقت الذي ضيعت على أمور غير مهمة مع أشخاص يهمونني. |