| Ekselansları kendi gözlerinizle görüyorsunuz, ben seyahat etmek için çok yaşlı ve hastayım. | Open Subtitles | انت ترى سموك بعينك بأنني طاعن في السن ومريض ولا أقوى على السفر |
| Biliyor musun, yaşlı bir uşağımız var... oldukça yaşlı... | Open Subtitles | أتعلمين ، لديّ خادم إنه رجل طاعن في السن |
| Buraya gelen adam babasını arıyordu... yaşlı bir adam bu civarda kaybolmuş. | Open Subtitles | رجل أتى إلى هنا يبحث عن والده رجل طاعن في السن تاه في هذه المنطقة |
| Benim gibi, böyle köhne bir araziye sahip yaşlı bir adamın nasıl böyle genç ve güzel bir karısı olabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن لرجل طاعن في السن مثلي يمتلك مزرعة صغيرة أن يستحق هذه السيدة الشابة الجميلة لتكون زوجة له؟ |
| O yaşlı bir adam, başını indirmiş ağlıyor. | Open Subtitles | أنه رجل طاعن في السن يبكي ووجه مقابل الارض |
| Bu kadar yaşlı bir vampire göre oldukça basit biri gerçekten. | Open Subtitles | ذوقها غير رفيع بالنسبة لشخص طاعن جداً في السن |
| ruhunu arayan yaşlı ve yaralı bir adamı takip etmeye mi? | Open Subtitles | أن أتبعك؟ راجل طاعن فى السن يطارد مخاوفه |
| Bizim sokakta yaşayan çok yaşlı bir adam vardı ve hepimiz onun trole benzediğini düşünürdük. | Open Subtitles | كان ثمة رجل طاعن في السن يعيش في حينا وكنا نظن بأنه يشبه الأقزام |
| Bitkin erkek yaşlı ve artık yalnız hayatta kalmak zorunda. | Open Subtitles | الذكر المهجور طاعن في السن و عليه الآن أن يحاول العيش بمفرده |
| Doğru olamaz. Isaac'in yaşlı bir dede olarak öldüğünü söylemiştin. | Open Subtitles | هذا ليس صحيح , أنت أخبرتني أن إسحاق مات طاعن في السن |
| Ben de. Düşündüğüm kadar yaşlı değilsin. - Her gün tıraş mı oluyorsun yani? | Open Subtitles | وانا ايضا أنت لست طاعن بالسن كما ظننت تمهل , أنت تحلق كل يوم ؟ |
| Bu kadar genç yaşta kara dilli, yaşlı bir adamla evlenmek saçma değil yani? | Open Subtitles | أيعقل أن تتزوجي من رجل طاعن في السن و أنتي في ريعان شبابك ؟ |
| Kendimi olmam gerekenden çok daha yaşlı hissediyorum. | Open Subtitles | أوه , أشعر بأني طاعن بالسن مما يجب أن أكون |
| Senin yaşlı olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يوقنون بأنك . طاعن في السن |
| Üzülme tatlım. Ben yaşlı bir adamım. | Open Subtitles | لا بأس يا عزيزتي، أنا طاعن في السن |
| - Ben yaşlı bir köpeğim, Paul. - 70 yaşlı değil. | Open Subtitles | إنني طاعن في السن يا بول - لستَ طاعناً في السن - |
| Ben ona geri vurmadım çünkü benden çok daha yaşlı biriydi. | Open Subtitles | ولم أرد عليه لأنه رجل طاعن بالسنّ. |
| O çok yaşlı, senin kocan çok seksî. | Open Subtitles | إنهُ طاعن بالسن .وزوجكِ بغاية الوسامة |
| O yaşlı bir adam. | Open Subtitles | إنه رجل طاعن بالسن |
| Ve aralarından biri daha da yaşlı. Sadece zenginliğini paylaş. | Open Subtitles | ثمّة أحدهم طاعن في السن - شارك ثروتك - |