Şu yakalanan enerji tüccarı vardı ya diğer eyaletlere kaçak elektrik satan. | Open Subtitles | كان تاجر طاقه قبض عليه بتهمة سرقة الكهرباء وبيعها إلى الولايات الأخرى |
Köprüüstü ve kontrol arayüzü odasındaki enerji ve yaşam desteği ölçümlerini alıyorum. | Open Subtitles | حسناً أنا أقرء طاقه دعم الحياه فى كلا القمره وغرفه واجهه التحكم |
Küçük sineklerden güç alsan, bu gücün sana ne kadar yararı olacak, benim gücüme yetişemezsin! | Open Subtitles | لا يهم ما تأخذه من طاقه من هؤلاء الخاسرين لن تستطيع ان تهزمى ابدا |
Onların hayatını destekleyecek kadar güç yoktu. | Open Subtitles | السفينه لم يكن لديها طاقه كافيه للحفاظ على حياتهم |
Ne çok enerjisi var. Bir şey kanıtlaman gerekmiyor. | Open Subtitles | انا متاكد ان لديه طاقه كبيره لكنك لم تحصل على شىء لاثبات ذلك |
Su yoktu. enerji, petrol, araba... Hiçbirisi yoktu. | TED | لم يكن هناك ماء، ولا طاقه ولانفط ولا سيارات لايوجد اي شئ من ذلك |
Bu boyutta bir transistör ve enerji çıkışı olsa ve yeterince ince bir tel, onarabilir misiniz? | Open Subtitles | لو لديك ترانزيزتور فى هذا الحجم و مصدر طاقه و سلك رفيع كفايه , يكنك ان تصلحه ؟ |
Gotham'da enerji fazlası var. Senin de bunu bildiğine eminim. | Open Subtitles | مدينه جوثام لديها طاقه زائده و انا متاكد انك تعرف هذا |
Orayı terk etmeden önce, Sarris'in gemisinden enerji akımı vardı. | Open Subtitles | جايسون , قبل الخروج من الهوه كانت هناك طاقه متبقيه من سفينة ساريس |
Ayrılmadan önce Sarris'in gemisinden bir enerji akımı vardı. | Open Subtitles | جايسون قبل الهوه السوداء كانت هناك بقايا طاقه من سفينة ساريس |
Artı, yaklaştığımda pekçok yönden enerji silahları ateşlendi. | Open Subtitles | بالإضافه لأننى كلما إقتربت من المكان هناك طلقات طاقه تنطلق من كل الإتجاهات |
Eskiler'e ait, enerjisini alt uzaydan çeken bir güç kaynağı. | Open Subtitles | انه مصدر طاقه للقدماء يستمد طاقته من فضاء الجزئي |
O aleti sert çalabildiğini herkes biliyor ama gerçek güç kendini tutabilmektir. | Open Subtitles | الجميع يعرف, انك الفتى عديم الاحساس لكن في داخلك طاقه حقيقيه |
Sen çift serileri söyledin. daha fazla güç vereceksin. | Open Subtitles | قلـت دورتين مزدوجين ، طاقه أكثـر ولو عملـت بنجاح |
Söz verildiği gibi bütün reaktörler sana daha fazla güç ve reaktör sağlıyor. | Open Subtitles | كل شئ مثاليّ بالمفاعل الجديد ويعطيـك طاقه أكبـر وعلامـاتك الحيويّـه تظهـر |
2,5 kilometrede bile, merminin çarpma enerjisi, yakından ateşlenen 44'lük bir Magnum'dan daha fazla olur. | Open Subtitles | من علي بعد ميل و نصف سيكون في الطلقه طاقه اكثر من طاقه طلقه ماجنوم 44 من علي مسافه قريبه |
Çok güçlü olduğunu düşündüğün kutu sadece bir model. | Open Subtitles | الصندوق الذي اعتقد ان به طاقه قويه انه النموذج الوحيد |
Rakibinin enerjisini yönlendirdiğinde... onu değişime zorlarsın. | Open Subtitles | عندما تعيد توجيه طاقه منافسك ستجبره علي التغيير |
Fakat bana birşey söyle. Bir taş bir rakip kadar enerjiye sahip midir? | Open Subtitles | و لكن اخبرني شيئا هل تلك الصخره تحمل طاقه اكثر من المنافس ؟ |
Bu aşamada iki ATP'yi geri kazanırsınız, öncesinde harcadığınız metabolik enerjiyi. | Open Subtitles | في هذه المرحله، ستكتسبه مره أخرى طاقه الأيض التي استنفدتها مسبقًا |
Nanoplazma tamamen nötr bir enerjidir. | Open Subtitles | نانوبلازما طاقه محايده |
Böyle bir şey yok. gücün fazlası olmaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيئ مثل هذا لا احد لديه طاقه كافيه |
İyice ısındılar, kahvaltılarını sindirdiler ve kullanacak enerjileri var. | Open Subtitles | فهم دافئون بشكل كامل وهضموا وجبة طعام الصباح ولديهم طاقه متوفره |