| Uslu olduğun sürece hatta bir Noel kartı bile göndermek istemem. | Open Subtitles | طالما كنت تتصرف نفسك، وأنا لن حتى إرسال بطاقة عيد الميلاد. |
| Nathan, sen benim kocam olduğun... ve de oğluna... iyi bir baba olduğun sürece. | Open Subtitles | نايثن, طالما كنت زوجاً رائعاً وأب جيد لابنك |
| Her gün vadiden aşağı bakarız ve sen orada olduğun sürece dünyadaki en güzel yer olurdu. | Open Subtitles | يطل على الوادي كل يوم و طالما كنت هنا سيكون المكان الأجمل في العالم |
| Ve burada olduğum sürece, çocuklara pozitif bir yaklaşım vermek istiyorum. | Open Subtitles | ولذا طالما كنت أنا هنا أريد أن أجلب إليهم أشياء إيجابيه من خبرتي .. إلى هؤلاء الأطفال |
| Onun kollarında olduğum sürece, güvende olduğumu biliyordum | Open Subtitles | لكنني طالما كنت بين ذراعيه, علمت أنني بمأمن |
| Pekâlâ, ben bu görevde olduğum sürece sen bu savaşa katılamayacaksın. | Open Subtitles | حسنا طالما كنت انا جالسا علي هذا المكتب فانت لن تذهب الي الحرب |
| Keman çalıştıran sen olduğun sürece tabii. | Open Subtitles | طالما كنت أنت من يدعها تذهب لتدريب العزف على الكمان |
| Hayatta olduğun sürece hayatın bitmemiştir. | Open Subtitles | طالما كنت على قيد الحياة، حياتك لم تنتهي بعد. |
| Sen orada olduğun sürece geçmiş ve gelecek zaman birlikte akmaya devam edecek. | Open Subtitles | طالما كنت هناك، في الماضي و وسوف تستمر اليوم لتشغيل. |
| Ben daha fazla klinik tecrübesi olan birini tercih ederdim ama destek olduğun sürece sakıncası yok. | Open Subtitles | إنّني أفضّل شخص لديه مزيد من الخبرة السريرية، لكن طالما كنت لا تمانع بتقديم بعض الإرشاد. |
| Sen Fantom Bölgesi'nde olduğun sürece Gotham Şehri'ni kurtarıyor olacağım ve benim için de tek önemli olan şey bu. | Open Subtitles | طالما كنت في منطقة فانتوم، وسوف يكون توفير مدينة جوثام، وهذا كل ما يهمني. |
| Yararlı olduğun sürece ailen güvende olacak. | Open Subtitles | طالما كنت متعاوناً عائلتك ستكون بخير |
| Bence, mutlu olduğun sürece, tek önemli olan budur. | Open Subtitles | أعتقد ... طالما كنت سعيدا ، هذا كل ما يهم |
| Benimle olduğun sürece saklandıkları yerden çıkmazlar. | Open Subtitles | إنهم لن يظهروا طالما كنت معى |
| Hyde olduğum sürece her şeye razı olurdum. | Open Subtitles | طالما كنت هايد، ويهمني تتماشى مع أي شيء. |
| Seninle olduğum sürece genç bir delikanlı olabilirim. | Open Subtitles | طالما كنت بقربك فيمكننى أن أصبح شاباً يافعاً مرةً أخرى |
| Aidan'ın yanında olduğum sürece herşey yolundaydı. | Open Subtitles | طالما كنت قرب ايدين، سيكون كل ما يرام. |
| Bu gruba dahil olduğum sürece, adına ne derlerse desinler. | Open Subtitles | طالما كنت من ضمن تلك الدائرة... فبامكانهم تسميتها ماشاؤا ان يسموها |
| 'Senin olduğum sürece, hayatta olacağım. | Open Subtitles | طالما كنت لكِ أنا على قيد الحياة |