| Sadece kendin ol. Burası senin evin. | Open Subtitles | فقط، أريد منكِ أن تتصرّفي على طبيعتكِ هذا بيتكِ |
| Hayır, değilsin, kendin gibisin, yani güzel. | Open Subtitles | , لا , أنتِ لا تبدين في حالة سيئة أنتِ تبدين على طبيعتكِ , و هذا يعني الجمال |
| Yine de, yanımdayken kendin gibi davranmanı istiyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك, أريدك حقاً أن تكوني على طبيعتكِ معي.. |
| Bir şey olmayacak. Gülümse ve olduğun gibi davran. | Open Subtitles | ستكونين على ما يرام ابتسمي فقط وتصرّفي على طبيعتكِ |
| - Sen Kendinde değilsin hayatım. - Evet, kendimdeyim. | Open Subtitles | ـ أنتِ لستِ على طبيعتكِ ، يا عزيزتي ـ نعم ، أنا على طبيعتي |
| Fakat kendi doğanı kontrol edebilecek kadar güçlü bir iradeye ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | لكن يجب أن تكون لديكِ إرادة قوية جداً لتسيطري على طبيعتكِ |
| kendin gibi davran, tabi daha az İspanyol kökenli ol. | Open Subtitles | كوني على طبيعتكِ ، فقط كونِ أقلّ لاتينيةً |
| Kimse seni kendin olmaktan alıkoyamaz. | Open Subtitles | لا أحد يستطيع أن يمنعكِ من أن تكوني على طبيعتكِ |
| Anladın mı? Bunlar dışında, kendin ol ve eğlen. | Open Subtitles | ولكن دون هذا,تعلمين,فقط إبقىّ على طبيعتكِ وأحظىّ بوقتاً رائع |
| Sadece kendin olursan, hepsi sana tapacaktır. | Open Subtitles | تصرفى على طبيعتكِ وستنالين إعجابهم |
| Sadece kendin olursan, hepsi sana tapacaktır. | Open Subtitles | تصرفى على طبيعتكِ وستنالين إعجابهم |
| Sadece orada dur ben ve arkadaşlarımla ve kendin ol. | Open Subtitles | لستِ مضطرةً للرقص. لربما بإمكانكِ الإكتفاء بالوقوف معي أنا وأصحابي وتتصرّفين على طبيعتكِ و... |
| Oraya gidip kendin olmanı istiyorum. Bu bize ne kazandırır ki? | Open Subtitles | -اريدكِ أن تذهبي إلى هناك وتكوني على طبيعتكِ |
| Ne sakladığını bilmiyorlar ama kendin gibi davranmadığını biliyorlar. | Open Subtitles | الناس لا يعلمون ما تخفينه أنهم فقط ... أنهم فقط يعلمون بأنكِ لستِ على طبيعتكِ. |
| Âşık olmanın kendin gibi davranmak olduğunu öğrettiğin için. | Open Subtitles | شكراً لكِ على تعليمي أن: "كونكِ تُحبّي فيعني كونكِ على طبيعتكِ". |
| Pilotum olduğun kadar, senin böyle biri olmadığına da adım gibi eminim. | Open Subtitles | هذه ليست طبيعتكِ وأنا متأكد أنّه ليس من واجبي التجريبي |
| Bu randevulaşmalardan bıktım. olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol, doğru değil mi? | Open Subtitles | أنا فقط مُتعَب مِن لعبة المواعدة كلها فقط كوني على طبيعتكِ, وتصرفي كما تقولين |
| Bu dünyada kim olduğun çok önemli değil mi? | Open Subtitles | عليكِ أن تكونين على طبيعتكِ في هذا العالم، مفهوم؟ |
| Kendinde değilsin, bunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنتِ لستِ على طبيعتكِ أعترف لكِ بهذا |
| İzah edersin. Yıl dönümlerinde Kendinde olmazsın. | Open Subtitles | هل ستشرحين، أنكِ لست علي طبيعتكِ يوم الذِكري الثانوية |
| Çıktığımızdan beri tek kelime etmedin. Kendinde değilsin. | Open Subtitles | لم تنطقي بكلمة مذ خرجنا لستِ على طبيعتكِ |
| Kendi doğanı değiştirmek için çok fazla çaba harcadın ki bu da muhtemelen boş yere bir teşebbüstü. | Open Subtitles | لذلك كنتِ تعملين جاهدةً ...لتغيير طبيعتكِ الشيء الذي من المحتمل أن يكون لا جدوى له |