| O kendi yolunu takip edecek. Hiç kimse onun için seçemez. | Open Subtitles | عليه ان يواضل طريقه الخاص لا احد يمكن ان يختاره له |
| herkes kendi yolunu anlamak zorunda ... ve bu yolda yürümeye mecbur..... | Open Subtitles | أنا فقط يجب أن أفهم بأنّنا نكبُر وكلّ منا يبحث عن طريقه الخاص |
| Adamım karşı çıkıp, kendi yolunu izliyor. | Open Subtitles | رجلي يتخذ موقفاً .. يقود طريقه الخاص ايها التابع |
| kendi yoluna gitmeyen adam bir hiçtir. | Open Subtitles | الرجل الذي لا يسلك طريقه الخاص هو لا شيء |
| Eğer olmazsa, herkes yine arkadaş olarak kendi yoluna gider. | Open Subtitles | وإذا لم يتم الاتفاق ، كُلّ شخص يَذْهبُ في طريقه الخاص ، لكن ما نزال أصدقاءَ |
| Bill hep kendi yoluna gitti... ve bu yol genellikle seninkiyle aynıydı. | Open Subtitles | بيلى يذهب دائما فى طريقه الخاص وعادة يكون فى نفس طريقك |
| Bundan daha çok istediğim bir şey yok. Fakat kendi yolunu kendi bulmalı. Yahut sonsuza dek yok olmalı. | Open Subtitles | لا أشتهي شيء أكثر من هذا، ولكن حريّ أن يجد طريقه الخاص أو يضيع للأبد |
| Kapıyı çalıp içeri girdi. O da kendi yolunu takip ediyor herhalde. | Open Subtitles | سمعتُ طرقاً ثمّ دخل, لا بدّ و إنّه كان يتبع طريقه الخاص ذاك |
| Şimdilik geçiştirebiliyor ama bir gün yüzleşmek zorunda. kendi yolunu çiziyor, George. | Open Subtitles | ربما ولكنه يبحث عن طريقه الخاص |
| Şey, belki de belki de kendi yolunu, kendi rotasını bulmaya çalışıyor demek istediğim, o'nun üzerine büyük bir gölge düşürüyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً, ربما هو... ربما هو يحاول أن يجد طريقه الخاص يسلك سبيله أعني, أنت تلقي عليه بعبئٍ ثقيل |
| Casey artık kendi yolunu bulmak zorunda. | Open Subtitles | على كايسي أن يجد طريقه الخاص من الأن |
| kendi yolunu, kendi gerçeğini bulmasına izin vermeliydim. | Open Subtitles | عليّ أن أتركه ليجد طريقه الخاص , حقيقته |
| Chan kendi yolunu seçti. | Open Subtitles | لقد إختار تشان طريقه الخاص |
| kendi yolunu bulmalı. | Open Subtitles | عليه أن يجد طريقه الخاص به. |
| kendi yolunu kendisi seçti. | Open Subtitles | إختار طريقه الخاص. |
| Herkes kendi yoluna. | Open Subtitles | كل واحد منا سيذهب في طريقه الخاص |
| Satmak ve kendi yoluna gitmek. | Open Subtitles | و ذهب في طريقه الخاص |
| Sonunda kendi yoluna gitti. | Open Subtitles | في النهاية اتخذ طريقه الخاص |
| "Her birimiz kendi yoluna döndü." | Open Subtitles | "لقد تحول كل واحد منّا إلى طريقه الخاص" |
| - Major Gatling, kendi yoluna gitmeyi seçti. - Bunu neden yapsın? | Open Subtitles | ـ الرائد (غاتلنغ) أختار طريقه الخاص ـ لماذا فعل ذلك؟ |