| Komik bir şey var, Profesör X'in bazı öğrencilerinin hakikaten de kanatları vardı. | Open Subtitles | من باب الدعابة، في حالة بروفيسور إكس، بعض من طلابه كانوا يملكون أجنحة. |
| Bir defasında bana kendi öğrencilerinin ona yaptığı bir şakayla ilgili bir hikaye anlattığını anımsıyorum. | TED | لقد اخبرني ذات مرة قصة .. عن دعابة قام بها طلابه ذات يوم معه |
| öğrencilerinden biridir. Ona bunu o yaptırmıştır. | Open Subtitles | يجب أن تكون إحدى طلابه ولا بدّ إنّه من أرسلها |
| öğrencilerinden birinin babası arazöz işi yapıyormuş. | Open Subtitles | والد أحد طلابه لديه شيء يجب أن يعمله برشاشات المياه هل يمكنني التكلم معه للحظة بالتأكيد |
| Ayrıca öğrendiğime göre bir profesörün öğrencisi ile ilişkiye girmesi yasakmış. | Open Subtitles | كما إني أخبرت إن المحاضر لا يسمح له بمواعدة طلابه |
| Wong Fei-hong'a öğrencilerini nasıl eğittiğini sor | Open Subtitles | نعم اسال ونج فى هونج . يشاهد كيف يختار طلابه |
| öğrencileri yanlış bir şey yaptığında ceza vermek bir öğretmenin görevidir. | Open Subtitles | من واجب المعلم ان يوبخ طلابه عندما يفعلون خطأ ما |
| McKim de öğrencileriyle bu egzersizi yaptığı her defa bunu buluyordu. | TED | و "مكيم" واجه هذا في كل مرة جربها مع طلابه |
| Fisher'dan öğrencilerinin listesini alacağım. | Open Subtitles | نعم, سأحصل على لائحة من فيشر بأسماء طلابه. |
| öğrencilerinin itibarını artırmak için bunu sıkça yapardı. | Open Subtitles | كان يفعل هذا الشيء مع طلابه لكي يعزز لهم سمعتهم |
| Ama onun bütün öğrencilerinin isim listesi lazım. | Open Subtitles | و لكني سأكون في حاجة الى قائمة بأسماء جميع طلابه |
| öğrencilerinin dolaplarına delilleri yerleştirdiğine dair kanıtımız. | Open Subtitles | لدينا الدليل أنه زرع الأدلة في خزانات طلابه |
| öğrencilerinden birinin babası arazöz işi yapıyormuş. | Open Subtitles | والد أحد طلابه لديه شيء يجب أن يعمله برشاشات المياه |
| Sen,onun eski öğrencilerinden biri misin? | Open Subtitles | أنت، مثل، أحد طلابه السابقون أو شيئ ما ؟ |
| öğrencilerinden biri, Paraguay'dan postalanan bir çift göz aldıktan sonra kendini öldürdü. | Open Subtitles | واحداً من طلابه إنتحر بعد ان تسلم زوجاً من الأعين من أنثى في طرد من منطقة الحدود الثلاثة |
| Babanın Tıp Fakültesinde ders verdiği sonra da kan toplama aracında tanıdığı öğrencisi, bu adam olabilir mi? | Open Subtitles | كان الرجل أحد طلابه هل من الممكن أن يكون هذا الرجل هو الشخص الذي تعرف عليه والدك |
| En kötü öğrencisi Rob Turkla için çekmeceye bırakılmış. | Open Subtitles | الذي ترك في درج لأسوأ طلابه روب تيركيلا |
| Pendleton Üniversitesi'nde seri cinayetler katili yakalandı " Üniversite profesörü öğrencilerini şehir efsanelerine göre öldürdü." | Open Subtitles | أستاذ فى الجتمعة يقتل طلابه مستخدم طرق الخرافات المحلية |
| Babasının öğrencilerini taciz etmiş olabileceğinden bahsettim. | Open Subtitles | لقد اقترحت أن والدها لربما كان يعتدي على طلابه |
| Çok sevdiği öğrencileri için yaşlı bir adam, yaşlı kemiklerini, at eti almak için sızlatıyor. | Open Subtitles | ...من أجل طلابه المحبوبين رجل عجوز يشد من عظامه البالية ليشتري لحم خيل |
| Peki diğer öğrencileriyle konuştun mu? | Open Subtitles | -نعم، هل تكلمت مع أيا ً من طلابه الآخرين؟ |
| Romantikler profesörünün öğrencisine olan tutkusundan öte değil kesinlikle. | Open Subtitles | ليس مثل عاطفة أستاذ رومانسيات تجاه طلابه |
| They tell that it used their students Because of its brilliant idea. | Open Subtitles | يقولون أنّه إستخدم طلابه بسبب عبقريتهم. |