| Ondan benim için ikinci sandalyeye oturmasını istedim, o yapamadı. | Open Subtitles | لقد طلبت منه أن يساعدني في المرافعة، لكنه لم يستطع. |
| Bu sapık davranışlarını, hak ettiği yer olan kerhaneye taşımasını istedim. | Open Subtitles | طلبت منه أن يأخذ أفعاله الشائنة إلى بيت الدعارة حيث ينتمي |
| Reddetmedim. Ona sadece kendim bir göz atana kadar beklemesini söyledim. | Open Subtitles | لا,أنا فقط طلبت منه الانتظار حتى أتمكن من التحقق من الأمر |
| Ondan temiz tişört giymesini istedin o da sana herkesin hafifmeşrep olduğunu düşündüğünü söyledi. | Open Subtitles | طلبت منه ارتداء قميصا نظيف وهو اخبرك ان الجميع يظنك رخيصة |
| bana iyi bir bıyık getirmesini istemiştim... ama o bana... kutudaki Jack'in bıyığına benzer bir bıyık getirdi. | Open Subtitles | لقد طلبت منه ان يحضر لى ..زوج من الشوارب الجيده ولكنه احضر لى شىء يبدو انه قد خرج من صندوق مفرقعات |
| Ondan bir bakmasını istedim çünkü senin güvenliğin için endişeleniyordum. | Open Subtitles | طلبت منه ببساطة أنْ يتحقق لأنّني كنت قلقة بشأنْ سلامتك. |
| Ondan biriken hesabını ödemesini istedim diye bana öyle demeye cüret etti. | Open Subtitles | هذا ما تجرأ على نعتي به لأنني طلبت منه دفع الفواتير المتأخرة |
| Seni buraya geri çağırmasını ben istedim. Yanlış bir adım atmış olabiliriz. | Open Subtitles | طلبت منه أن يدعوك للعودة إلى هنا، لربّما بدأنا على نحو خطأ. |
| Portland'a gittiğini söyledi, ben de bizi de almasını istedim. | Open Subtitles | كان متجهاً إلى بورتلاند لذلك طلبت منه إيصالنا |
| Düşünmek için 24 saat istedim. | Open Subtitles | طلبت منه أن يمهلني 24 ساعة لأفكر في الامر |
| Ondan imzalamasını istedim. Ve sol eliyle imzaladı. | Open Subtitles | لقد طلبت منه أن يوقع هذا ووقعه بيده اليسرى |
| Yin, Ondan bana yardım etmesini istedi. Niye hala yaşıyorum sanıyorsun. | Open Subtitles | ين.طلبت منه أن يساعدني لهذا السبب ما زلت على قيد الحياة |
| Kadın: Ona zaten söyledim. Sizi arayacağımı ona söyledim. | TED | المرأة: لقد سبق أن طلبت منه ذلك. ولقد قلت له أنني أتصل بكم. |
| Beklemesini söyledim. Her dediğimi yapar. | Open Subtitles | لقد طلبت منه الأنتظار فأنه يفعل دائماً ما أطلبه منه |
| Amcamın ölümünden ve ailenin lanetinden bahsedip durdu ve beni korkutmaya çalışmamasını ve işine bakmasını söyledim. | Open Subtitles | لقد ظل يتحدث عن موت عمى و لعنة عائلتى لقد سألته إن كان يحاول إخافتى و طلبت منه أن يهتم بشؤونه |
| İşten sonra seninle buluşmasını istedin, ona durumu bir daha anlatmak için. | Open Subtitles | لذا طلبت منه مُقابلتك هنا بعد العمل، لإعطاء نفسك الفرصة للتوضيح. |
| Yıllar önce, benim ve çocuklar için bırakmasını istemiştim. | Open Subtitles | قبل أعوام، طلبت منه أن يتوقف لأجلي ولأجل الأطفال |
| Daha erken salınmanı rica ettim, ama elimden daha fazlası gelmez. | Open Subtitles | أنا طلبت منه أن يفعل قبل ذلك ولكن ليس الأمر بيدي |
| - Neden? - Müdür bir de onun bakmasını istemiş. | Open Subtitles | ــ معاونة المدير طلبت منه النظر في الموضوع |
| Bu sabah ona benimle Amerika'ya gelir mi diye sordum. | Open Subtitles | انا طلبت منه هذا الصباح العوده معى الى الولايات |
| Ben ona dedim ki, eğer korkun yoksa yanıma gel. | Open Subtitles | لقد طلبت منه أن يأتي هنا ليثبت لي شجاعته |
| Bilemiyorum. Bana biraz fıstık ve patlamış mısır almasını söylemiştim. | Open Subtitles | لا اعلم ، طلبت منه ان يشتري لي بعض المكسرات |