| Efendim, benim bir isteğim var 9'da işe gelmek istemiyorum. | Open Subtitles | سيدي، عندي طلب واحد ...لن أستطيع المجيء للعمل في التاسعة صباحاً |
| Pazarlığa açık olmayan bir isteğim olacak: Sarı begonyam bundan sonra sonuna kadar benim yapımcım olacak. | Open Subtitles | كل شىء جميل،عندى فقط طلب واحد غير قابل للتفاوض: هذة الزهرة الذهبية هنا هى منتجتى، وحتى نهاية الزمن! |
| Tamam sen kazandın yalnız tek bir isteğim var. Sikik kafalı olmasın. | Open Subtitles | أنت على حق، طلب واحد فقط من فضلك، لا dickheads. |
| Birşey yapamam ama bir ricam var | Open Subtitles | ليس هناك شيء يمكنني القيام به بشأن ذلك، لكن لدي طلب واحد |
| Diğer taraftan, eğer ciddi bir ilişki içerisindeysem o zaman en yakın arkadaşın olarak tek bir ricam olacak: | Open Subtitles | إما إذا قد دخلت بعلاقة فبصفتي أعز أصدقائك فلدي طلب واحد |
| Tek dileğim var senden | Open Subtitles | هل بإستطاعتنا الغناء؟ إن لكن تغني سوف تطرد خارجاً هناك طلب واحد سأطلبه منك |
| Tek dileğim var senden | Open Subtitles | هناك طلب واحد سأطلبه منك |
| Onun sadece bir isteği vardı, o da annesini yüzyüze görebilmek! | Open Subtitles | لدي طلب واحد فقط والدته ستصل في الحادية عشر |
| O zaman tek bir isteğim var. Büyükanneye selam söyle. | Open Subtitles | لدي طلب واحد فقط بلغي تحياتي لجدتي |
| Senden bir isteğim var. | Open Subtitles | لي طلب واحد فقط |
| bir isteğim var. | Open Subtitles | أووه ، انت حلم هناك... طلب واحد |
| Sadece tek bir isteğim var. | Open Subtitles | لدي طلب واحد فقط |
| Fakat bir isteğim var. | Open Subtitles | لدي طلب واحد فقط |
| Gerçi bir isteğim olacak. | Open Subtitles | ومع ذلك, لدي طلب واحد |
| bir ricam var.... ...eğer "Creed's Arms Wide Open"... söylemek istiyorsanız, lütfen yapmayın. | Open Subtitles | طلب واحد. الاشخاص اللذين سيغنون اضرع التوسل مفتوحة، من فضلكم لا. |
| Ancak bir ricam olacak. | Open Subtitles | لكن لدي طلب واحد |
| - Hayır ama bir ricam olacak. | Open Subtitles | أجل،ولكن لدي طلب واحد حسنًا |
| Babanın tek bir isteği vardı o da küllerinin Sedona'daki dağın oradan savrulmasıydı. | Open Subtitles | وكان والدك أنت تعرف ، طلب واحد بسيط ، أن يكون له رماد متناثر فوق الجبال في سيدونا. |
| Ölürse, yalnızca tek bir isteği var. | Open Subtitles | إن مات، لديه طلب واحد. |