| Daha fazla insanı öldürmesi için onu serbest bırakamam. | Open Subtitles | لا يمكنني تركها طليقة لتقتل المزيد من الناس |
| - Mumyanın serbest olduğu anlamına mı geliyor bu? | Open Subtitles | وهو مكسور هذا يعني أن المومياء طليقة الآن ؟ |
| Doğru. Hayatını yaşamak için özgür kalmak istedi. | Open Subtitles | هذا حقيقى فهى أرادت أن تكون حرة لذلك بامكانها ان تصبح طليقة |
| Tanrım. Demek Robert'ın eski karısı o. Evet. | Open Subtitles | يا الهي هذه طليقة روبرت؟ |
| Hakkını vermeliyim ki, yemekte bütün siparişi akıcı bir Japonca ile vermen beni oldukça etkiledi. | Open Subtitles | علي أن أعترف أنا مندهش عندما طلبت الطعام بلغة يابانية طليقة |
| Bu yüzden ben içerideyim, o da dışarıda. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في وجودي هنا وكونها هي حرة طليقة. |
| Ağırdan alalım dedi sonra..çocuğu var eski eşi var..yani neden anlamadım.. | Open Subtitles | و لديه ولد و طليقة ربما يريد أن ياخذ الأمور شكل بطيء و لكن |
| Ya potensiyel bir salgınla karşı karşıyaysak? Haşareler serbestçe dolaşıyor, hastalık yayıyor ve mülklerimizin değerini düşürüyor. | Open Subtitles | ماذا لو لدينا وباء كامن أمامنا قوارض طليقة مقززة تنشر الأمراض |
| Benim yüzümden şu an serbest. | Open Subtitles | هو طليقة بسببي لقد قمت بالضبط بأعطائها الوسائل لتواجه |
| 5 yıl önce kocasının cesedini o bacaya sıkıştırmasaydı kadın hala serbest olacaktı. | Open Subtitles | لو لم يعلق زوجها وهو ينزل من تلك المدخنة قبل 5 سنوات لكانت ستبقى حرّة طليقة |
| - Benim için öyle değil. Ayrıca serbest falan değilim. | Open Subtitles | ليس بالنسبة لي و أنا بعيدة عن كوني طليقة |
| çocukla uğraşamazdım, çünkü ben, özgür ruhum. | Open Subtitles | لكنّي أخبرتها أنّه لا يمكنني تحملّ طفل أنا روحي طليقة |
| Küresel ağımızın bir parçası ve özgür olmak için sana bir şans veriyoruz. | Open Subtitles | نحن نوفّر لكِ فرصة لتكوني جزءاً من شبكتنا الدولية، لتصبحي طليقة |
| Annen geri dönecek. Her zaman özgür bir ruha sahip oldu. | Open Subtitles | ستعود أمك لطالما كانت روحها طليقة |
| - Ben de "George'un eski karısı rolü için hayalimizdeki... oyuncusun" dedim. | Open Subtitles | أخبرتها أنها كل ما نحتاجه في دور طليقة (جورج) |
| Tamam, Johnny'nin eski karısı Julie isminde pis küçük siyah ve dul bir örümcek maymunu. | Open Subtitles | طليقة (جوني) هي مي أرملة سوداء مُدعاة بـ(جولي) |
| "Özel yetenekler: Eskrim" mi? Finceyi akıcı mı bilirsin? | Open Subtitles | طرد المهارات الخاصة طليقة في اللغة الفنلندية |
| 12. yüzyılda akıcı olarak konuşuyordum ama diller zamanla evrim geçiriyor. | Open Subtitles | كنت طليقة في القرن الـ12 لكنّ اللّغات تطوّرت كثيرًا منذئذٍ |
| Nasıl veya neden olduğunu bilmiyorum. - Sadece onun dışarıda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أو لماذا أعرف أنّها طليقة وحسب |
| Kadın hâlâ dışarıda bir yerde... | Open Subtitles | توماس : دييغو ليس القاتل القاتلة لا زالت طليقة |
| Ve yerel haberler, Başkan Scott'ın eski eşi Deb Scott... bugün sahte bir reçeteyle ilaç satın alma... girişiminin ardından tutuklandı. | Open Subtitles | ... الاخبار المحلية طليقة العمدة سكوت "ديب" .. تم اعتقالها اليوم |
| Dikkatli ol. dışarıda yaratıklar dolaşıyor. | Open Subtitles | كوني حذرة ، فهناك مخلوقات طليقة بالخارج |
| Amanda hâlâ dışarda. | Open Subtitles | ما زالت طليقة في الخارج |
| Normal bir mahallede başıboş dolaşan bir evcil kedinin küçük ölçekli bir ekolojik felakete eşit olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعرف ان هرة أليفة طليقة في حي عادي هي مماثلة لكارثة |
| Evde serbestçe dolaşması güvenli değil. Onu sınırlamanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | ليس آمناً أن نتركها طليقة هكذا، لابد من وجود طريقة لتقييد حركتها |
| Kimse ölmedi ve sen de serbestsin. - Gerisi sadece detay. | Open Subtitles | لم يمتْ أحدٌ و أنتِ طليقة و ما تبقّى مجرّدُ تفاصيل |