| her zaman içlerinden birinin tetikte olması çok önemli. | Open Subtitles | مِن المُهم جدا ً لواحد منهم أن يبقى خفيراً طِوال الوقت. |
| Dikkatli olmak zorundasın. Bu buzlar her zaman yer değiştiriyor. | Open Subtitles | لِذا , يجب عليكم أن تكونوا حذرين بحق هذا الجليد مُتحرك ٌ طِوال الوقت |
| Ne olursa olsun Tanrı seni hep sever. - Ee? | Open Subtitles | الرّبُّ يُحبّك طِوال الوقت مهما يكُن الأمر |
| Aynı hikâyeyi hep duyuyorum. | Open Subtitles | أنا أحصُلُ على هذه التّفاهات طِوال الوقت |
| Belki de sürekli başımın etini yemeseydin kafamı toplayıp işimi düzgünce yapabilirdim. | Open Subtitles | ربما إنّ لم تتوقف عن مراقبتي طِوال الوقت ربما أكون قادراً على التركيز جيّداً و أؤدي عملي |
| Bu yüzden sürekli devam etmek zorundasın. | Open Subtitles | لِذا يجب عليك المُضي قُدُما ً طِوال الوقت |
| Bu yüzden her zaman kullanışlılık ve kalite arasında bu değiş tokuş oyununu oynuyoruz. | Open Subtitles | لِذا نحن نلعب لعبة المُبادلة طِوال الوقت بين الاشياء العملية والنوعية |
| Polis, işine gelen hikayeye uyması için her zaman kanıtı değiştirir. | Open Subtitles | الشرطة تتلاعب بالأدلّة طِوال الوقت كي يضعوا أيّ قصّةٍ يريدونها. |
| Onlar her zaman yaptıklarını söylüyor. | Open Subtitles | يقولون أنَّهم يقومون بذلك طِوال الوقت |
| Sen her zaman burada, akıl hastanesindeydin. | Open Subtitles | لقد كنتِ في هذه المؤسسة طِوال الوقت |
| her zaman bizim evimizdeydi. | Open Subtitles | كان في أرجاء البيت طِوال الوقت. |
| Hayat her zaman hareketli geçmez. | Open Subtitles | الحياة لا تكون مثيرة طِوال الوقت |
| Geri çekilin ve hep 1.5 metre kadar uzakta kalın. | Open Subtitles | تراجع للخلف رجاءًا، وأبقَ بعيدًا لمسافة متر أو مترين طِوال الوقت شكرًا لك. |
| Bütün soruşturma boyunca hep bizden bir adım önde oldu. | Open Subtitles | -و تبقى خطوة واحدة أمام التحقيق طِوال الوقت |
| Hadi ama... Hatunları hep alıyorsun. | Open Subtitles | إنّك تُركّب الفتيات معك طِوال الوقت. |
| Böyle şeyler hep olur. | Open Subtitles | هذا الأمر يحدث طِوال الوقت. |
| sürekli seni düşünüyordum. Sen de sık sık beni düşünüyor musun? | Open Subtitles | أنا أفكِّرُ بكِ طِوال الوقت هل تُفكّرين بي غالِباً؟ |
| Bunu sürekli yapabiliyor! | Open Subtitles | إنه يقوم بهذه الأمور طِوال الوقت |
| Acayip dandik, sürekli stop ediyor. | Open Subtitles | رديئة جداً تفتفه طِوال الوقت. |
| - Karısı. sürekli arayıp duruyor. | Open Subtitles | إنها زوجته، تتصل طِوال الوقت |
| Babam, Billy ile bana annemi rahatsız etmememiz gerektiğini söylerdi ama ben sürekli annemin yanında giderdim. | Open Subtitles | لقد قال والدي بأنّ (بيلي) وأنا لم ...يكن من المفروض أن نُزعِجها ... ولكن لقد كنت أذهبُ هناك طِوال الوقت |