| Ben onu, ailesini birarada tutabilmek için herşeyi yapabilecek biri olarak görüyorum. | Open Subtitles | الذي تَبْدو لكي شخص ما الذي يَعْملُ كلّ ما يمكن عمله عيشاً عائلتُها سوية |
| Fail, kızın ehliyetini almış eğer bizimle konuşursa diye de ailesini tehdit etmiş. | Open Subtitles | المُجرم أخذ رُخصَة قيادتُها، هدّد عائلتُها ما إذا قامت بالإتصال علينا. |
| ailesini önlemek için Zulüm olmaktan. | Open Subtitles | منْ أجل أن تمنع عائلتُها من التعرّض للإظطهاد. |
| Bütün ailesini kaybetmiş. | Open Subtitles | لقد فقدت عائلتُها بأكملها |
| PENNY CHENERY ailesini ve çiftliğini kurtardı ve Colorado'da mutlu bir hayat sürüyor. | Open Subtitles | (بيني تشنري) أنقذت عائلتُها ومزرعتُها... وتعيش في سعادة تامه في "كولورادو". |