| Etrafında Mansi'den daha iyi olan Birçok model var | Open Subtitles | هي ان هناك عارضه افضل من مانسي تجلس جوارك تماما |
| Buraları sallamak için ilk konuğumu çağırıyorum o bir model, sanırım süper bir model: | Open Subtitles | و لنبدأ البرنامج اريد ان ارحب بضيفتنا الأولى عارضه ازياء و اظن انها رائعه جدا الآنسه : |
| Çok geç oldu. Ben New York'a model olmaya gideceğim. | Open Subtitles | انه متاخر جدا انا سأنتقل لنيويورك لاصبح عارضه |
| Ama ben Manken olmayı tercih ederdim. Sence olabilir miyim? | Open Subtitles | لكني افضل بأن أكون عارضه أزياء هل تعتقدين بأني أستطيع فعلها ؟ |
| Manken olabileceğini söyleyen olmuş muydu? | Open Subtitles | هل اخبرك احد من قبل انه يمكنك ان تصبحي عارضه ؟ |
| O bir Manken ve güzellik uykusu takıntısı var. Allahtan. | Open Subtitles | لا تستطيع الخروج خلال ايام الاسبوع فهي عارضه ومهووسة بجمالها والنوم للمحافظة عليه |
| Biri ona karşı çıktığında çıIdırırdı, biliyorsun. | Open Subtitles | قد يغدو مجنوناً إذا عارضه احدهم في أمر ما |
| Okula gitmeyeceksin ve model olacaksın? | Open Subtitles | لن تدرسي في الجامعه وستصبحين عارضه أزياء؟ |
| Bu yüzden New York'a taşınacak ve üniversiteye gitmek yerine model olacak. | Open Subtitles | ستنتقل لنيويورك وتصبح عارضه أزياء بدلاً من أن تدرس الجامعه |
| model olmak harika olmalı. | Open Subtitles | كونكِ عارضه ، هذا شيئاً رائعاً |
| Meşhur bir model olmak nasıl bir şeydi? | Open Subtitles | ماهو شعوركِ بكونكِ عارضه مشهوره؟ |
| New York'a taşınmak ve bir model olmak istiyorumdur. | Open Subtitles | أريد الذهاب لنيويورك وأصبح عارضه أزياء |
| Yani bir model olmayacak. | Open Subtitles | ما أعنيه.. لن تصبح عارضه أزياء |
| Bir model olacaktı ve o çok güzeldi. | Open Subtitles | كانت ستصبح عارضه ازياء و ... انها جميله جدا |
| Vitrindeki Manken bir işaret. | Open Subtitles | عارضه الازياء التي في الشباك انهم ينقلون شيء ما |
| Manken olduğumda, parfümlerin içinde duş alacağım. | Open Subtitles | عندما اصبح عارضه سوف أستحم فى العطر |
| Her Manken kendine özgü bir şeye sahiptir. | Open Subtitles | كل عارضه يجب ان يكون لديها شئ خاص بها |
| - Manken beşlik çaktı. | Open Subtitles | لدينا يد مرفوعه من عارضه الازياء |
| Manken misin? | Open Subtitles | هل انتي عارضه ازياء؟ |
| Biri ona karşı çıktığında çıldırırdı, biliyorsun. | Open Subtitles | قد يغدو مجنوناً إذا عارضه احدهم في أمر ما |
| Annem modellik yapmam için beni japonya'ya göndermişti. | Open Subtitles | أمى أرسلتنى الى اليابان بمفردى لأعمل عارضه |