Yıllarca annesiyle yaşamış - annesi otoriter biriymiş - ve onun okulda da pek iyi zaman geçirdiğini sanmam. | Open Subtitles | لقد عاش مع امه لسنوات عديدة كانت سيدة متحكمة جدا ولا اعتقد انه نال وقتا جيدا اثناء الدراسة ايضا |
Ormanda hayvanlarla falan yaşamış gibi sanki. | Open Subtitles | وكأنه عاش مع الحيوانات أو ما شابه فى الغابات |
Bunca yıl bununla yaşamış, gün gelip de birinin kapısını çalmasını beklemiş. | Open Subtitles | لقد عاش مع هذا الأمر طوال تلك السنوات مُنتظراً أن يأتيه الطرق على بابه |
O bir lider! 40 yaşına kadar annesiyle yaşadı! Annesi, yulaf ezmesini zehirlemeye çalıştı! | Open Subtitles | لقد عاش مع والدته حتى سن الأربعين وحاولت دس السم له في دقيق الشوفان |
Evet, sonuçta putperestlerle yaşadı ve onlar da seksi sever değil mi? | Open Subtitles | أجل، لقد عاش مع الوثنيين والوثنيين يحبون الجنس، صحيح؟ |
Geniş ailesiyle yaşıyordu, fakat savaşın başlarında evleri bombalanmıştı. | TED | عاش مع عائلته متعدّدة الأفراد، ولكن تم قصف منزلهم خلال الحرب. |
Bir adamla çok uzun zaman geçirdim, kendisi ailesi ile birlikte demiryolu kenarında bir kulubede yaşıyordu ve bir kolu ile bir bacağını tren kazasında yitirmişti. | TED | لقد قضيت وقتاً طويلاً مع رجل عاش مع أسرته على جسر السكك الحديدية وقد فقد يده ورجله في حادث قطار. |
Hayır, bu fanteziyle uzun zaman yaşamış ve ancak şimdi harekete geçmiş olabilir. | Open Subtitles | لا، اعتقد انه عاش مع التخيل لبعض الوقت لكن الآن يتصرف حياله |
O bu çelişkiyi yaşamış bir adam. | Open Subtitles | لقد كان رجلا عاش مع هذه التناقضات |
Annesiyle yaşamış. Annesi Alman'mış. | Open Subtitles | عاش مع امه، لقد كانت المانية |
- Yabani hayvanlarla yaşamış. | Open Subtitles | -انا سمعت انه عاش مع حيوانات متوحشة |
Evet, sonuçta putperestlerle yaşadı ve onlar da seksi sever değil mi? | Open Subtitles | أجل، لقد عاش مع الوثنيين والوثنيين يحبون الجنس، صحيح؟ |
O cesur ve düzgün bir adam. O bir lider! 40 yaşına kadar annesiyle yaşadı! | Open Subtitles | عاش مع والدته حتى أصبح عمره 40 عاماً |
Küçük Johnny Harrington, bizden üç ev ötede oturuyordu. Bir çiviye bastı; büyükannesiyle yaşıyordu, tetanoz kaptı, hastaneye gitti, tetanoz aşısı falan yok, öldü. | TED | جوني هارينجتون الصغير، الذي عاش على مقربة 3 أبواب مني، داس على مسمار، عاش مع جدته لأمه، أصيب بمرض الكزاز، ذهب إلى المستشفى لم يحصل على تطعيم الكزاز فتوفي، |
Julio Zapata annesi ve kızkardeşiyle yaşıyordu. | Open Subtitles | خوليو زاباتا، عاش مع أمه و أخته |