ويكيبيديا

    "عاش مع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yaşamış
        
    • yaşadı
        
    • yaşıyordu
        
    Yıllarca annesiyle yaşamış - annesi otoriter biriymiş - ve onun okulda da pek iyi zaman geçirdiğini sanmam. Open Subtitles لقد عاش مع امه لسنوات عديدة كانت سيدة متحكمة جدا ولا اعتقد انه نال وقتا جيدا اثناء الدراسة ايضا
    Ormanda hayvanlarla falan yaşamış gibi sanki. Open Subtitles وكأنه عاش مع الحيوانات أو ما شابه فى الغابات
    Bunca yıl bununla yaşamış, gün gelip de birinin kapısını çalmasını beklemiş. Open Subtitles لقد عاش مع هذا الأمر طوال تلك السنوات مُنتظراً أن يأتيه الطرق على بابه
    O bir lider! 40 yaşına kadar annesiyle yaşadı! Annesi, yulaf ezmesini zehirlemeye çalıştı! Open Subtitles لقد عاش مع والدته حتى سن الأربعين وحاولت دس السم له في دقيق الشوفان
    Evet, sonuçta putperestlerle yaşadı ve onlar da seksi sever değil mi? Open Subtitles أجل، لقد عاش مع الوثنيين والوثنيين يحبون الجنس، صحيح؟
    Geniş ailesiyle yaşıyordu, fakat savaşın başlarında evleri bombalanmıştı. TED عاش مع عائلته متعدّدة الأفراد، ولكن تم قصف منزلهم خلال الحرب.
    Bir adamla çok uzun zaman geçirdim, kendisi ailesi ile birlikte demiryolu kenarında bir kulubede yaşıyordu ve bir kolu ile bir bacağını tren kazasında yitirmişti. TED لقد قضيت وقتاً طويلاً مع رجل عاش مع أسرته على جسر السكك الحديدية وقد فقد يده ورجله في حادث قطار.
    Hayır, bu fanteziyle uzun zaman yaşamış ve ancak şimdi harekete geçmiş olabilir. Open Subtitles لا، اعتقد انه عاش مع التخيل لبعض الوقت لكن الآن يتصرف حياله
    O bu çelişkiyi yaşamış bir adam. Open Subtitles لقد كان رجلا عاش مع هذه التناقضات
    Annesiyle yaşamış. Annesi Alman'mış. Open Subtitles عاش مع امه، لقد كانت المانية
    - Yabani hayvanlarla yaşamış. Open Subtitles -انا سمعت انه عاش مع حيوانات متوحشة
    Evet, sonuçta putperestlerle yaşadı ve onlar da seksi sever değil mi? Open Subtitles أجل، لقد عاش مع الوثنيين والوثنيين يحبون الجنس، صحيح؟
    O cesur ve düzgün bir adam. O bir lider! 40 yaşına kadar annesiyle yaşadı! Open Subtitles عاش مع والدته حتى أصبح عمره 40 عاماً
    Küçük Johnny Harrington, bizden üç ev ötede oturuyordu. Bir çiviye bastı; büyükannesiyle yaşıyordu, tetanoz kaptı, hastaneye gitti, tetanoz aşısı falan yok, öldü. TED جوني هارينجتون الصغير، الذي عاش على مقربة 3 أبواب مني، داس على مسمار، عاش مع جدته لأمه، أصيب بمرض الكزاز، ذهب إلى المستشفى لم يحصل على تطعيم الكزاز فتوفي،
    Julio Zapata annesi ve kızkardeşiyle yaşıyordu. Open Subtitles خوليو زاباتا، عاش مع أمه و أخته

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد