| Bütün milyonlarca yıllık insan evrimi boyunca kaç insan acı çekmiştir? | TED | كم من الناس عانوا في كل ملايين السنين من التطور البشري؟ |
| Ve şurası kesin ki onu cezalandırmak için yeterince insan acı çekti. | Open Subtitles | بالتأكيد، هناك ناس آخرون عانوا بما فيه الكفاية ، من اجل عقابها |
| Halk çiçek hastalığı yayıldığı için zaten çok acı çekti. | Open Subtitles | الناس في هذه المملكة قد عانوا .بالفعل من إنتشار الجدري |
| ABD nüfusu geçtiğimiz 30 yılda mutlulukta genel bir düşüşe maruz kaldı. Bunun temel sebebi ise şu: | TED | إن سكان أمريكا قد عانوا من نقص عام في السعادة في آخر 3 عقود، والسبب الرئيسي هو أن |
| "Öğretmenler, askerler, devlet çalışanları ve aileleri işlerini kaybetmekten, iflaslardan, boşanmalardan ve hatta intiharlardan muzdarip olanlar arasındaydı." | Open Subtitles | معلمون وجنود وموظفوا الحكومة وعوائلهم كانوا من أولئك الذي ن عانوا من فقدان الوظائف |
| Ve kabalığı yaşamış olanların aslında çok daha kötü iş gördüğünü gördük. | TED | وما وجدناه هو أن الذين عانوا من الفظاظة يعملون فعلًا بشكل أسوأ. |
| Moloc'un emrindeki jaffaların elinden çok kötülük çekmişler. | Open Subtitles | لقد عانوا من الفضائع ومن الجافا الموالين لـ ' مولّك |
| Bu bayağı aşırıya kaçtı. Bir süredir Kadimlerin, bir salgının sıkıntısını çektiklerini biliyoruz. | Open Subtitles | . هذا حاد جداً . القدماء عانوا من الطاعون |
| Geri döndüğünde, soykırımdan kurtulan ve savaş travması geçirmiş bir çok insanla çalışmaya başladı. Kendisinin posttravmatik stres bozukluğu | TED | عندما عاد، بدأ يعمل مع الناجين من الإبادة والكثير من الناس الذين عانوا من صدمات نفسية. |
| Şimdi bir başka soru: "Bu hastalardan hangisi daha çok acı çektiğini düşünüyor?" | TED | لكن هناك سؤالاً آخراً: " كم يحس أؤلئك المرضى أنهم عانوا من الألم؟" |
| ! Senin yüzünden acı çeken, tüm zavallı insanların... | Open Subtitles | لكل أولئك الأشخاص العاجزين الذي عانوا بسببك |
| Çünkü sen gözümde bir aziz gibiydin...kalbinde amacımız uğruna acı çekerek ölmüş insanlar dışında başka hiçbir şeye yer olmayan. | Open Subtitles | ،السبب في ذلك هو أنني تخيلتك كقدّيس شخصٌ لا يتسّع قلبه إلا للذين عانوا .وماتوا لأجل الغاية لماذا؟ |
| Başları belaya girerse, acı çekerler. acı çekerlerse, sana da acı çektirirler. | Open Subtitles | . إذا تورطوا فسيعانوا من ذلك وإذا عانوا فسيجعلوك تُعانى |
| Başları belaya girerse, acı çekerler. acı çekerlerse, sana da acı çektirirler. | Open Subtitles | . إذا تورطوا فسيعانوا من ذلك وإذا عانوا فسيجعلوك تُعانى |
| Burası yeterince acı çekmiş on iki çocuğu barındırıyor. | Open Subtitles | هذا ملجأ لـ 12 طفلاً عانوا بما فيه الكفاية |
| Belki onlar da yıl boyunca acı çekmişlerdir. | Open Subtitles | ربما أنهم عانوا الـ 20 عاما ً الماضية هم أيضا ً |
| Dışarı çıkıp ve senin gibileri bulmanı istiyorum. Bizim kadar acı çekmiş insanları. | Open Subtitles | أخرجِ و أبحثِ عن أخرين مثلكِ أشخاصً عانوا كما عانيتِ |
| Bunca zaman baskıya maruz kalmış insanların despotizmden özgürlüğe kuş tüğünden bir yatağın üzerinde geçmesini bekleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكن وصف كيف عانوا لفترة طويلة لكي ينتقلون من الأستبداد إلى الحرية |
| Test edildiği köyden gelen söylentilere göre maruz kalanlarda bunama ve felce neden oluyormuş. Nörolojik vektör ve patojen kontrolü yapın. | Open Subtitles | وطبقاً للشائعات من القرية بأنه تم اختباره وأن جميع الضحايا قد عانوا من الخرف والشلل |
| Bundan muzdarip olan insanlarla konuşan kişiyim. | Open Subtitles | أعرف ما أعانيه أنا الشخص الذي أنقذ هؤلاء الذين عانوا في ذلك الوقت |
| Amir Erez ile kabalığı yaşamış olanları yaşamamış olanlarla karşılaştırdık. | TED | قمت مع أمير إريز بمقارنة أولئك الذين عانوا من الفظاظة بالذين لم يعانوا منها. |
| Bu bir tür çete gibi adaletsizlikten o kadar çekmişler ki bu öfke ve hüsran yeni ve daha da güçlü bir kuvvet yaratmış. | Open Subtitles | إنه اقرب إلى حشد لقد عانوا من ظلم فظيع وهذا الغضب والإحباط خلق قوة خارقة |
| - Sanki onların bütün çektiklerini bilir gibi. | Open Subtitles | التي أحضرتهم متوصدين بالسلاسل هنا... - بدا وكأنها تعرف كل شيء مما عانوا به |
| Dünyanın önde gelen uzmanlarıyla oturup depresyon ve anksiyetenin nedenlerini ve daha da önemlisi, çözümlerini depresyon ve anksiyete geçirmiş insanları araştırmaya koyuldum, nerede ve ne koşulda olursa olsun. | TED | لأنني أردت التحدث إلى أفضل الخبراء في العالم حول أسباب الإصابة بالاكتئاب والقلق، والأهم هو كيف يمكن معالجتهما. بالإضافة إلى رغبتي في مقابلة مَن عانوا منهما وتخلصوا منهما بشتَّى الطرق. |