Yakında bize masa bulamazlarsa onlara internetten fena bir eleştiri yazacağım. | Open Subtitles | إن لم يُجلسونا قريبًا، فسأكتب عنهم تقريرًا مروّعًا عبر شبكة المعلومات |
İnternetten 100 kere falan bir ders videosu izledim. | Open Subtitles | شاهدتُ بعض الدروس عبر شبكة المعلومات حوالي 100 مرّة |
Sizi bekliyordum. İnternetten uçak bileti aldığınız zamanı hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | كنت بإنتظاركما، أتذكرا حجزكما بطاقاتا السفر عبر شبكة المعلومات؟ |
Hastalığı kapanlar, yalnızca kendilerinin duyabileceği gizli bir ağ üzerinden konuşuyor sanki. | Open Subtitles | وكأن هؤلاء المصابون يتواصلون عبر شبكة خفية لا يسمعها إلا هم |
Lütfen, bir daha bana danışmadan personel ağ üzerinden böyle bir not gönderme. | Open Subtitles | أرجوكَ لا تُرسل مُذكرة مثل هذه عبر شبكة المُعلمين بدون إستشارتى مُسبقاً |
Trask'ın yaptığı son şeylerden biri kişisel bilgilerini internette yaymak oldu. | Open Subtitles | آخر الأشياء التى فعلها تراسك كان نشر بياناتك الشخصية عبر شبكة الانترنت |
Anneme internetten elbise alışverişi yapmanın güzelliklerini öğretiyordum. | Open Subtitles | أعلّم أمي متعة التسوّق عبر شبكة المعلومات. |
Sadece internetten konuşmuşlar, yani birbirlerini görmemişler diyebilirim. | Open Subtitles | الاتصال بينهما كان فقط عبر شبكة سرية لذا فأنا شبه متأكد من أنه لا يعرف هيئته. لماذا؟ |
Ve David Heymann, şu an internetten bizi izliyor -- David, devam et. Çok yakınız. | TED | وديفيد هيمان، الذي يشاهد هذا عبر شبكة الإنترنت-- ديفيد، واصل. لقد أقتربنا. لقد إنخفض الأمر ووصلنا لأربع بلدان. |
internetten öderim. | Open Subtitles | سأدخل عبر شبكة الإنترنت, وأدفع الآن. |
Bunun bir nedeni, telefonlarının çoğu şu an IP protokolü kullanıyor ve Skype ve internetten geçen benzeri şeyler kullanıyorlar. Yani aslında gittikçe çeşitli şeylerde ona bağımlı hale geliyoruz. Mesela LAX'i internetten çıkardığınızda interneti gerçekten kullandığınızı düşünmeyeceğiniz gibi. | TED | أحد الأسباب هي كثرة هواتفها تستخدم بروتوكول الإنترنت وتستخدم أشياء مثل سكايبي وما إلى ذلك التي تمر عبر شبكة الإنترنت في الوقت الراهن، في الواقع أصبحنا نعتمد عليها لأشياء مختلفة أكثر وأكثر فعندما تقلعون من مطار لوس أنجلس, لاتدركون أنكم تستخدمون الإنترنت. |
Onları internetten bulacağım. | Open Subtitles | سأجدهما عبر شبكة المعلومات |
İnternetten gelen siparişleri 15'e kadar FedEx için hazır ettiğin sürece yok. | Open Subtitles | ليس إذا لمْ تضع تلك الطلبيات عبر شبكة المعلومات بصناديق لـ(فيديكس) بحلول الساعة الثالثة مساءً. |
Hastalığı kapanlar, yalnızca kendilerinin duyabileceği gizli bir ağ üzerinden konuşuyor sanki. | Open Subtitles | وكأن هؤلاء المصابون يتواصلون عبر شبكة خفية لا يسمعها إلا هم |
Fiber ağ üzerinden aktarılan görsel Huge | Open Subtitles | تنتقل عبر شبكة ألياف بصرية ضخمة |
İnternette flört etmek seni bir çapkın yapmaz. | Open Subtitles | المُغازلة عبر شبكة الإنترنت لا تجعلك زير نساء؟ |
Seks kasedini arkadaşlarına gösterdiğini ve sonradan onlarında bunu internette paylaştığını kabul etmek istemedi. | Open Subtitles | هو لا يريد أن يعترف بأنه أظهر شريطه الجنسي القصير لجميع رفاقه ثم قاموا بعد ذلك بنشرها عبر شبكة الإنترنت. |
İnternette yazmasını engelleyen ne? | Open Subtitles | وماذا سيمنعه من فضح ذلك عبر شبكة المعلومات؟ |