Bunun için12 inç gibi bir yüksekliğe erişmiş bodur ayçiçeği denilen bir şey kullanılır. | TED | وهي تستخدم شيئا يُدعى زهرة عبّاد الشمس الصغيرة, والتي تنمو إلى مايقارب 12 إنش ارتفاعا. |
ayçiçeği kostümümü pijama olarak giyiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | إني ألبس زي عبّاد الشمس مثل بيجامتي، حسناً؟ |
Lokomotif ayçiçeği değildin sen. | Open Subtitles | أنتِ لم تكوني أبدًا حاملة لزهرة عبّاد الشمس |
Ve yemek arasında çekirdek atıştırmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | وهو ينظر مثل هو كان يتناول طعام خفيف على يبذر عبّاد الشمس كلّ العصر. |
Herman Stites'ın kapısının önüne çekirdek kabuğu tükürüyorum. | Open Subtitles | أمطر قذائف عبّاد الشمس على هيرمان، ممر ستيتس. |
Sürekli çekirdek yemesi B6 zehirlenmesine yol açmış, bu da otonomik disregülasyona bu da aletinin kalkmamasına yol açmış. | Open Subtitles | حمية ثابتة على بذور عبّاد الشمس سببت له تسمم فيتامين بي6 مما سبب له خللاً في الأعصاب الذاتية |
Parlak sarıydı, ayçiçeği gibi. | Open Subtitles | أصفر زاهٍ كأنه زهرة عبّاد الشمس. |
Kansas 'a giriyorsunuz, ayçiçeği Eyaleti. | Open Subtitles | أنت تدخل كانساس الآن حالة عبّاد الشمس |
Gülen yüzlü ayçiçeği. | Open Subtitles | عبّاد الشمس ذو الوجه الباسم. |
ayçiçeği. | Open Subtitles | زهرةُ عبّاد الشمس |
ayçiçeği. | Open Subtitles | (زهرة (عبّاد الشمس |
Bir kötü gece ve biraz çekirdek yemesi otonomik disregülasyonu olduğunu mu gösteriyor? | Open Subtitles | هل ليلةٌ سيئة وبعض بذور عبّاد الشمس تعني أنّه مصاب بخلل عصبي ذاتي؟ إنها أكثر من ليلة واحدة |