Annem reddedemeyeceği bir iş teklifi aldı. | Open Subtitles | أمي حصلت على عرض لوظيفة لا يمكنها أن ترفضها |
Birkaç gün evvel Houston'da bir iş teklifi aldım. | Open Subtitles | حسناَ , حصلت عرض لوظيفة منذ يومين في "هيوستين" |
Rob bugün bir iş teklifi aldığını size söylemedi. | Open Subtitles | ما لم يخبرك به "روب" هو أنه حصل على عرض لوظيفة اليوم. |
- Charlie, sen çok iyi bir patronsun ama bir iş teklifi aldım ve mahkeme salonunu çok özledim. | Open Subtitles | (تشارلي) انك رئيس رائع لكن لدي عرض لوظيفة أخرى و أنا حقاً اشتقت لقاعة المحكمة |
Randevu gibi değil. İş teklifi için. | Open Subtitles | إنه ليس موعدًا إنه عرض لوظيفة |